1442-)
Bize Ebu-z-Zinâd el-A-rec-den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)-den tahdîs etti ki Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: oğullarından) bir kimse: Yemîn olsun (bu gece) muhakkak bir sadaka vereceğim dedi ve sadakasıyle dışarı çıktı. Akabinde sadakasını (tesadüfen) bir hırsızın eline koydu. Sabaha ulaştıklarında halk: Bir hırsıza sadaka verilmiştir diye konuşurlar. Sadakayı veren (bu yanlış işten üzülmeyerek): Yâ Allah hamd ancak sana mahsûstur (sadaka verdiğim için hamd ederim) dedi de yine: Allah -a yemin olsun muhakkak bir sadaka vereceğim deyip sadakasıyle dışarıya çıktı. defa da bilmeyerek sadakasını zina edici bir kadının ellerine koydu. Sabaha girdiklerinde halk: Zina edici bir kadına bu gece sadaka verilmiş diye konuşur dururlar. Sadaka veren kimse hiç aldırmayarak: Yâ Allah sadakamı bir fahişeye yine senin irâdenle vermiş olduğum için hamd ancak sana mahsûstur dedi ve yine: Muhakkak bir sadaka vereceğine yemîn ederek sadakasıyle dışarı çıktı. Bu sefer de sadakasını bilmiyerek bir zenginin ellerine koydu. Sabaha girdiklerinde halk: Bir zengine sadaka verilmiş diye konuşur oldular. Sadaka veren zât: Yâ Allah! Hırsıza fahişeye zengine sadaka verdiğim için de hamd ancak sana mahsûstur dedi. ona gelindi de şöyle müjdelendi: Hırsıza verdiğin sadakana gelince umulur ki o sadaka sebebiyle hırsız hırsızlığından vazgeçer; temiz hayâta kavuşur. Fahişeye gelince umulur ki bu kadın da zinasından vazgeçip temiz ve iffetli olur. Zengin kişiye gelince umulur ki bu zengin de aldığı sadakadan ibretlenip utanır da Allah-ın kendisine ihsan eylemiş olduğu zenginliğinden fakirlere infâk etmeye başlar".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî Kitâbu-z-zekât
Konu: Bâb: İnsan Bilmeyerek Bir Zengine Sadaka Verdiği Zaman Sadakası Makbuldür