2074-)
ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibnu-l-Hüseyin - Zeynelâbidîn- haber verdi. Ona da Peygamber’in eşi Safiyye haber vermiştir. Peygamber ramazânın son onunda mescidindeki i-tikâf yerinde iken Safiyye O-nu ziyaret etmek üzere Rasûlüllah-ın yanına gelmiş ve huzurunda bir saat konuşmuş. Sonra evine dönmek üzere ayağa kalkmış. Rasûlüllah da Safiyye-yi evine geçirmek üzere onunla beraber kalkmış. Nihayet Ümmü Seleme-nin oda kapısı önündeki mescid kapısına ulaştığında Ensâr-dan iki kimse oradan geçmiş ve Rasûlüllah-a selâm vermişlerdi. Peygamber onlara: "Yavaş olun durun! Yanımdaki bu kadın eşim Huvey kızı Safiyye-dir" buyurdu. iki Ensârî zât: Yâ Rasûlallah! Allah-ı tesbîh ederiz dediler ve bu iş (Peygamber-in Safiyye-nin hüviyetini ta-yîne mecburiyet duyması) kendilerine ağır geldi. üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şübhesiz şeytân insan vücûdunda kanın ulaştığı yere ulaşır (yânı kan deveranı gibi deveran eder). Ben sizin (temiz) gönüllerinize şeytânın (kötü) bir şübhe atmasından endîşe ettim" buyurdu.