3903-)
Saîd ibn Cubeyr şöyle demiştir: Abdurrahmân ibn Ebzâ bana: İbn Abbâs-tan şu iki âyeti sor bunların işi nedir(yani bunlar arasını uyuşturma nasıldır)? Diye emretti: "Ve onlar ki Allah-ın beraberinde diğer bir tanrıya duâ etmezler Allah ‘ın haram kıldığı nefsi haksız öldürmezler ve zina yapmazlar. Her kim bunları yaparsa ağır cezaya çarpar"(el-Furkaan: 68); "Kim bir mü -mini kasden öldürürse cezası içinde devâmh kalıcı olmak üzere cehennemdir"(en-Nisâ: 93). İbn Abbâs-a sordum. ibn Abbâs şöyle dedi: el-Furkaan Sûresi -ndeki âyet inince Mekke ahâlîsinin müşrikleri: Biz Allah-ın haram kıldığı nefsi öldürdük Allah-ın beraberinde diğer tanrıya duâ ettik ve bütün fahişelikleri de işledik (artık İslâm bize fayda vermez) dediler. üzerine Allah "Ancak tevbe ve îmân edip iyi amelde bulunanlar başka. İşte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir ve Allah gafur rahîm -dir..." (el-Furkaan: 70) âyetini indirdi. İşte bu âyet o sıfattaki müşrikler içindir. Amma en-Nisâ Sûresi-ndeki âyete gelince İslâm Dîni-ni ve onun kaanûnlarını tanıdığı(katlin haram kılındığını bildiği) zaman müslümân kişi bundan sonra insan öldürürse işte onun cezası içinde ebedî kalmak üzere cehennemdir (tevbesi yoktur) dedi. ibn Ebzâ dedi ki: Ben İbn Abbâs-ın bu sözünü Mucâhid ibn Cebr-e söyledim. O: Pişmanlık duyup tevbe eden(cehennemde ebedî kalmaktan) müstesnadır dedi.