4394-)
Abdurrahmân ibnu Ebî Nu-m tahdîs edip şöyle demiştir: Ben Ebû Saîd el-Hudrî(radıyallahü anh)-den işittim şöyle diyordu: Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh) Yemen-denRasûlüllah-a karez ile tabaklanmış bir deri içinde henüz toprağından arıtılmamış altın cevheri göndermişti. Saîd devamla dedi ki: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bu altın cevherini şu dört kişi arasında paylaştırdı: Uyeyne ibn Bedr Akra- ibn Hâbis Zeydu’l-Hayl dördüncüsü ya Alkame ibn Ulâse yahut da Âmir ibnu-t-Tufeyl idi. Peygamber-in sahâbîlerinden bir kişi: Bu taksime biz bunlardan daha haklı idik dedi. Bu söz Rasûlüllah-a erişince: "Siz bana emniyet etmiyor musunuz? Halbuki ben gökyüzündekilerin bile eminiyim! Sabah akşam bana gökyüzünün haberi geliyor!" buyurdu. dedi ki: Bunun üzerine iki gözü çökük yanağının elmacıkları çıkık alnı yüksek gür sakallı başı tıraşlı izârını yukarı çemremiş bir kişi ayağa kalktı da: Yâ Rasûlallah! Allah-tan sakın! dedi. Rasûlüllah ona: "Sana yazıklar olsun! Ben yeryüzündeki insanların Allah-tan sakınmaya en lâyıkı değil miyim?" buyurdu. dedi ki: Sonra o kişi arkasına dönüp gitti. Hâlid ibnu-l-Velîd: Yâ Rasûlallah! Şunun boynunu vurmayayım mı? dedi. Rasûlüllah: "Hayır vurma! Bunun da ileride namaz kılan bir kişi olması umulur!" buyurdu. üzerine Hâlid: Yâ Rasûlallah namaz kılanlardan nice kimseler vardır ki onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler dedi. "Ben insanların kalblerini açmaya karınlarını yarmaya me-mûr değilim!" buyurdu. dedi ki: Sonra Rasûlüllah o(mürteci- görünüşlü) kişi dönüp giderken arkasından ona bakıp: "Şübhesiz şunun soyundan öyle bir nesil türeyecektir ki onlar her zaman güzel sesle Allah-ın Kitabı-ını okuyacaklar. Fakat Kur-ânın tatlılığı onların hançerelerinden ileriye geçmeyecektir. Onlar okun avı (çabuk delip) çıktığı gibi dînden çıkacaklar!" buyurdu. kiRasûlüllah: "Yemîn olsun eğer ben onların zamanına yetişseydim muhakkak onları Semûd kavminin öldürülüşü gibi toptan öldürürdüm" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî Kitabu-l-megâzî
Konu: Alî İbn Ebî Tâlib Aleyhis-selâmın Ve Hâlid İbnul-velîd Radıyallahü Anhin Veda Haccından Önce Yemene Gönderilmeleri Bâbı