4721-)
Müseyyeb ibn Hazn (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ebû Tâlib-e vefat (belirtileri) geldiği zaman Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanına girdi. Ebû Tâlib-in yanında Ebû Cehl ile Abdullah ibnu Ebî Umeyye vardı. Peygamber: "Ey amcam! Lâ ilahe ille-llâh tevhidini söyle de ben Allah katında bununla senin lehine münâkaşa ve mücâdele edeyim" dedi. karşı Ebû Ceh] ve Abdullah ibnu Ebî Umeyye ikilisi de: Yâ Ebâ Tâlib! Abdulmuttalib milletinden yüz mü çevireceksin? Diye men- ettiler. sonunda: "Yemîn ederim ki ben hakkında mağfiret dilemekten nehy olunmadığım müddetçe muhakkak Allah-tan senin lehine mağfiret isteyeceğim" dedi. üzerine şu âyet indi: "Müşriklerin o çılgın ateşin sahibi oldukları muhakkak meydana çıktıktan sonra artık onların lehine velev hısım olsunlar ne Peygamberin ne de mü-min olanların mağfiret istemeleri doğru değildir" Allah-ın Şu Kavli: "And olsun ki Allah ve Peygamberi içlerinden birtakımının gönülleri hemen hemen eğrilmek üzere iken güçlük zamanında ona tâbi- olan Muhacirler ile Ensâr-ı da tövbeye muvaffak buyurdu ve sonra onların bu tevbelerini kabul eyledi. Çünkü O çok şefkatli çok merhametlidir-- (Âyet: 117).