7022-)
Ebû Abdillah el-Buhârî şöyle dedi: Ve el-Leys ibn Sa-d şöyle dedi: Bana Yûnus ibn Yezîd İbn Şihâb-dan tahdîs etti. Bana Urve ibnu-z-Zubeyr haber verdi ki ona da el-Misver ibn Mahrame ile Abdurrahmân ibn Abdin el-Kaarî haber verdiler; onlar da Omer ibnu-l-Hattâb (radıyallahü anh)-dan şöyle derken işitmişlerdir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)-ın hayâtında (namazda) Hişâm ibn Hakîm-in el-Furkaan Sûresi-ni okuduğunu işittim. Duydum ki Hişâm bu sûreyi Râsûlullah-ın bana okutmadığı birtakım lehçelerle okuyordu. Az kaldı üzerine namazın içinde atılacaktım. Fakat selâm verinceye kadar bekledim. Sonra selâm verince hemen ridâsını -yahut kendi ridâm ile- göğsünün üzerinde toparlayıp: Bu sûreyi sana -duyduğum gibi- kim okuttu? diye sordum. Hişâm: Bu sûreyi bana Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) okuttu! dedi. Ben de ona: Yalan söyledin. Vallahi Rasûlüllah bu sûreyi bana senin okumakta olduğunu işittiğimden başka türlü okuttu! dedim. onu yakasından tutarak Râsûlullah-ın yanına götürdüm ve: Yâ Rasûlallah! Ben şundan el-Furkaan Sûresi-ni Sen-in bana okutmadığın birtakım lehçelerle okurken işittim. Halbuki el-Furkaan Sûresi-ni bana bizzat Sen öğretmiştin? dedim. üzerine Rasûlüllah: "Hişâm-ın yakasını bırak yâ Omer!" buyurdu. Ona da: "Yâ Hişâm! Oku!" diye emretti. da O-na karşı benim kendisinden okuduğunu işittiğim kıraatle okudu. Rasûlüllah: "Bu sûre böyle indirildi" buyurdu. Bundan sonra Rasûlüllah bana da: "Yâ Omer! Oku!" diye emretti. Ben de okudum. Rasûlüllah: "Bu sûre böyle indirildi" buyurdu. Bundan sonra da: "Şübhesiz bu Kur-ân yedi lehçe üzerine indirildi. Bundan hangisi kolayınıza gelirse onu okuyunuz!" buyurdu.