7557-)
ez-Zuhrî’den (şöyle demiştir): Bana Salim ibn Abdillah haber verdi ki Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan(şu temsîli) işittim. Kendisi minber üzerinde şöyle buyuruyordu: "Sizden evvel gelen ümmetlere nisbetle sizin dünyâda bekaanız (bütün güne nisbetle) ikindi namazından güneşin batmasına kadar (olan müddet gibi)dir. Tevrat ehline Tevrat verildi. Onlar gün yarı oluncaya kadar Tevrat-la amel ettiler. Sonra çalışmaktan âciz oldular. Kendilerine birer kırat birer kırat (olan gündelikleri) verildi. Sonra İncil sahiblerine İncîl verildi. Onlar da ikindi namazı vaktine kadar İncil-le amel edip çatıştılar. Sonra âciz kaldılar (ve çalışmaktan vazgeçtiler). Onlara da birer kırat birer kırat (olan ücretleri) verildi. Sonra sizlere Kur-ân verildi. Sizler de Kur-ân-la güneş batıncaya kadar çalıştınız. Bundan dolayı size de ikişer kırat ikişer kırat (olarak ücret) verildi. Bunun üzerine Tevrat ehli: Ey Rabb-imiz! Bunlar bizden daha az çalıştılar ve bizden daha çok ücret aldılar! dediler. Taâlâ: Ben sizin ücretlerinizden herhangi birşey eksik verip size zulmettim mi? buyurur. Hayır (gündeliğimizden eksik vermedin) derler. Allah da: İşte bu benim fadlımdır ki ben onu dileyeceğim kimselere veririm! buyurur".