1-)
Seretan 2- Butayn 3- Süreyya 4- Deberân 5- Hek-a 6- Hen-a 7- Zirâu’l-Esed 8- Nesre 9- Tarf 10- Cephe 11- Zebra 12- Sarfe 13 - Avvâ- 14- Simaku 15- A-zel 16- Gafer 17- Zubana 18- İklîl 19- Kalbu-l-akreb 20- Şevle 21- Nâim 22- Belde 23- Sa-d-u za-bih 24- Sa-d-u bûlâ- 25- Sa-dü-s- Suûd 26- Sa-du-l-Ahbiye 27- Fer-u evvel 28- Fer-u- sâni 29- Batnu’l-Hût. isimleri alan. yıldızların daima ondördü geceleyin ufkun üstünde diğer ondördü ufkun altındadır. Hangisi garp tarafından batarsa rakib ismi verilen yıldız şark tarafından doğar. İlk ondört menzil şimal menzilleri sonrakiler cenup menzilleridir. bu yıldızlardan birinin fecir zamanında batmasile birlikde rakîb olan yıldızın o saatte doğmasına nev-derler. Onun için lügat ulemâsının kimi yıldızın batmasına kimi doğmasına kimi de her ikisine birden nev- denildiğini söylerler. Bu nev-ler bir biri arkasından onüçer gün fasıla ile battığında ve rakipleri doğduğunda o müddet zarfında yağmur rüzgâr soğuk sıcak bereket her ne olursa batan yıldıza izafe edilir; ve: filân şey filân yıldızın nev-inde vâki- oldu derlerdi. cephenin batması ondört günde olur ki; bu hesaba göre yirmi sekiz nev-in batması 365 gün eder ve güneş senesi bununla sona erer. Envü- hesabına göre hangi yıldızdan başlanmışsa yeni güneş senesi de o yıldızdan başlamış olur; ta-bir-i aharla sene yirmisekiz kısma bölünüp . takriben her onüç gün zarfında vukua gelen cevvî hâdiseler o günlerde hâkim addedilen yıldıza isnad edilirdi!» Bekir İbn-l-Arabi diyor ki: «Bu hadîsi İmâm Mâlik «istiska» Bâbına iki sebeble almıştır. sebeb: Arapların yağmuru yıldızlardan beklemesidir. İşte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kalplerle yıldızlar arasındaki bu alâkayı kesmiştir. sebeb: Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) zamanında kıtlık olmuştu. Ömer (radıyallahü anh) Hazret-i Abbâs-a; «Ülker yıldızlarından kaçı kalmış?» diye sormuş. Abbâs (radıyallahü anh): «Söylendiğine göre yâ Emîre-l-mü-minîn! onlar ufuk ila yedi dane olarak gorünüyorlarmış.» demişti. Mezkûr yıldızlar kaybolur olmaz yağmur indi. Ömerle Ab-basa bakın ki onlar bile Ülker yıldızlarını ve zamanı gelince onların batmasını beklemişlerdir.» İbnİ-l-Arâbî sözüne şöyle devam ediyor: «Şüphesiz ki yağmuru Allah-dan değilde — yıldız yaratmış olmak üzere — yıldızlardan bekleyen kimse kâfirdir. Allah-ın yıldızlara verdiği bir hâssad-dan dolayı yıldızlar yağmuru yaratır diye i-tikad eden de kâfirdir. Çünkü yaratmak ve emir vermek Allahdan başkasına caiz değildir. Nitekim Allahü teâlâ hazretleri: edin yaratmak ve emir ancak ona mahsustur. buyurmuştur. Ama yıldızların doğup batmasını bekleyerek Allah-ın âdeti budur diye onlardan yağmur bekleyene bir şey yoktur. Zira Allahü teâlâ bulutlara rüzgâr ve yağmurlara bir takım menfaatlar tevdi etmiştir..."