2-)
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hadîsini duyan bir kimse o hadîsin mânâlarını anlanvasa bile; hadîs hüccettir. Malûmdur ki taşı öpmek onun hakkında bir ikram ve ta-zİmdir. Allah bâzı taşlan diğer bâzılarından faziletli yaratmıştır. Nitekim bâzı yerleri diğerlerinden bâzı gecelerle günleri sairlerinden faziletli kılmıştır.» göre Haceri Esvedin bulunduğu rüknü öperek istilâmda bulunmadın hikmeti: Bu rüknün Hazret-i îbrâhîm-in temelleri üzerine kurulmuş olması ve bir de Hacer-i Esved-in orada bulunmasıdır. ve fayda vermezsin!» sözünden murâd: «Allah-ın izni olmazsa zarar ve fayda vermezsin.» demektir. Hazret-i Ebû Saîd-den rivâyet ettiği bir hadîsde şöyle denilmektedir: «Hazret-i Ömer ile beraber haccettik tavafa girince Hacer-i Esved-i karşısına aldı ve: ki sen zarar ve fayda vermeyen bir taşsın! Eğer Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seni öptüğünü görmemiş olsaydım ben de öpmezdim! dedi sonra taşı öptü. Bunun üzerine Hazret-i Alî (radıyallahü anh) neye istinaden söylüyorsun? diye sordu. Hazret-i Alî: Allah-ın kitabına istinaden söylüyorum. Teâlâ Hazretleri: (Hani Rabbîn Âdem oğulları İle zürriyetlerinden daha babalarının sûlplerindeyken söz almış ve onları kendi aleyhlerine şahit kılarak: Bu taş hem zarar verir hem fayda! dedi. Ömer (radıyallahü anh) Ben sizin Rabbiniz değil miyim? buyurmuş onlar da: Evet Rabbimizsin! (demişlerdi.) buyurmuştur. Bu şöyle olmuştur: Allahü teâlâ Âdem-i yaratınca yed-i kudreti ile onun sırtına dokunmuş ve insanlara kendisinin Rabb onların da kul olduklarını anlatmış; onlardan ahd-ü peymân alarak bunu bir kâğıda tesbit buyurmuştur.. Bu taşın iki gözü ve bir dili vardı. Teâlâ Hazretleri ona: Ağzını aç: buyurdu; o da açtı. Bu kâğıdı onun ağzına tıkarak: sana gelene kıyâmet gününde geldiği için şahit ol! buyurdu. şehâdet ederim ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i şöyle buyururken işittim: Kıyâmet gününde Hacer-i Esved selis bir dil! olduğu hâlde getirilecek ve tevhidie kendisine istilâmda bulunana şehâdet edecek. yâ Emîre-l-Mü-mînin o hem zarar verecek hem fayda!» dedi. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh): İçinde senin bulunmadığın bir kavimden Allah-a sığınırım yâ Ebâ El-Hasân! dedi. bu hadîsin senedinde Ebû Hârûn Uraâratü-bnü Cüveyn isminde zayıf bir râvi vardır. hadîsi Ezrakî dahi «Târîh-u Mekke» adlı eserinde rivâyet etmiştir. Onun rivâyetinde Hazret-i Ömer-in: «İçlerinde senin bulunmadığın bir kavim arasında yaşamaktan Allah-a sığınırım.» dediği bildirilmiştir. Esved-i öpmenin hikmeti meyânında onun cennetten çıkma bir taş olduğu dahi söylenmiştir. Bu hususta bir hadîs vardır. böyle olunca onu öpmek cennete ve cennet eserlerine îştiyâk ifâde eder. biri de Hacer-i Esved-in yeryüzünde Ye-mînullah olmasıdır. Abbâs (radıyallahü anh)-dan rivâyet olunan bir hadîsde: ki Hacer-i Esved yeryüzünde Allah-ın yeminidir. Allah onun vasıtasıyla bir adamın kardeşi ile musafhada bulunması gibi kullarıyla musafaha eder.» buyurulmuştur. mânâda başka hadisler de rivâyet olunmuştur. asıl mânâsı: Sağ el demekse de Allahü teâlâ hakkında bu kelime mecazdır. İbn Taberî-nin beyânına göre burada bir benzetme vardır. huzuruna girilince sağ elini öpmek âdet olduğu gibi hacılar Kabe-ye varınca Hacer-i Esved-i öpmeleri pâdişâhın elini öpmeye benzetilmiştir.