Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Namazı Ve Hutbeyi Hafif Tutma Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
3-) Muhtelif yemekler ve çeşitli meşrubat kullanmak mubahtır. Haram ile mekruh belli oldukları için onlara misâl vermeye lüzum görülmemiştir. diyor ki: «Söylediklerim böylece bilindikden sonra anlaşılır ki bu hadîs âmm-ı mahsustur. Buna benzeyen sair hadîsler de öyledir. Hazret-i Ömeru-bnü-l-Hattâb (radıyallahü anh)’ın terâvîh hakkında: «Ne güzel bidat bu!» demesi bizim söylediklerimizi te-yîd eder.» (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin: her mü-mine kendi nefsinden ileriyim» sözü Teâlâ Hazretlerinin: mü’minlere kendi nefislerinden İleridir...» âyet-i kerimesine uymaktadır. Buradaki evleviyyetten murâd: daha yakın yahut daha haklı olduğunu bildirmektir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mü-minlere dâima din ve dünyalarına yarayacak onları iki cihanda mes-ud edecek şeyleri emreder. Nefis ise tabiatı iktizası şerre daha meyyaldir. Onun içindir ki Hazret-i Yusuf (aleyhisselâm) nefsimi temize çıkarmıyorum; zîrâ nefis cidden kötülüğü emredicidir.» demişti. Kiram hakîkaten Resûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizi kendi nefislerinden ileri tutarlardı. Başta Uhud gazası olmak üzere bütün gaza ve seferlerdeki hareketleri bunu isbât eder. Nevevî bu hususta; şunları söylemiştir: «Ulemamız diyor ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kimsenin yiyeceğini almaya muztar kalsa o kimsenin pek ziyade ihtiyaç; bile olsa onu alabilir. Sahibinin hiç bir mumâneat göstermeyip yiyeceği ona vermesi icâbeder. Yalnız bunun vukuu görülmemiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem) .«Her kim borç veya çoluk çocuk bırakırsa bunlar bana aid ve benim borcumdur» buyurmakla kendinin her mü-mine kendi nefsinden ileri olduğunu tefsir ve izah buyurmuştur. Filvaki- islâmiyetin ilk zamanlarında bir kimse borçlu ölür de borcunu ödeyecek mal bırakmazsa Resûlü Zîşân (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz onun cenaze namazını kılmaz; bu suretle ashabının nazar-ı dikkatlerini celbederek ihmalkârlıktan onları men- ederdi. Sonraları müyesser olan fütuhat sayesinde müslümanların maddî vaziyetleri düzelince böy-lelerin borçlarını bizzat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerine aldı ve bil fiil ödemeye başladı. bu hususda da şunları söylemektedir: «Böyle bir borcu ödemek Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e vacibmi idi yoksa onu sırf lütfü kereminden mi ödüyordu? bu husus ulemamız arasında ihtilaflıdır. Esah olan kavle göre vâcibtir. Bunun Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hasâisinden olup olmadığında dahi ihtilâf etmişlerdir. Bâzılarına göre onun hasâisındandır. Binaenaleyh geride hiç bir mal bırakmadan borçlu olarak vefat eden kimsenin borcunu devlet reisinin Beytül-malden ödemesi lâzım gelmez; velev ki Beytülmal Zengin olsun ve bunda daha mühim bir iş de bulunmasın. borç veya çoluk çocuk bırakırsa bana âid ve benim üzerimedir.» cümlesinde hem leffi neşr-i müretteb hem de îcâz vardır. Cümleden murâd: «çocuklarına bakmak bana âid borcunu ödemek de benim üzerime düşen bir vazifedir.» demektir. Beytülmalden ilk defa nafaka veren Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) olmuştur. Ebû Bekr (radıyallahü anh) Beytül-malden nafaka verme hususunda müslümanlar arasında fark yapmaz ve: «Bunlar Allah için çalıştılar; binâenaleyh ecirleri de Allah-a âiddir. Bey-tülmaldeki nafaka ise gelip geçici bir arazdır. Ondan iyiler de yer kötüler de. Bu onların amellerinin karşılığı değildir.» dermiş. Ömer (radıyallahü anh) bilâkis müslümanlar arasında teremde bulunur: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e karşı harbe-- denleri onunla birlikde düşmanına karşı harb edenlerle bir tutamam.» ermiş. Çocuklara Beytülmalden yiyecek yağ ve para verir; fakat memedeki çocuklara bir şey tahsis etmezmiş. Hatta bir akşam emmek isteyen bir sabîye rastlamış. Annesi onu emzirmi-yörmuş. Hazret-i Omer (radıyallahü anh) emzirmesini emredince. Kadın-: «emzirirsem Ömer buna Beytülmalden bir şey vermez» demiş. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh): «Hayır! ona nafaka takdir eder.» diyerek çocuğun emmesini te-mîn etmiş. Ondan sonra yeni doğan çocuklara senede yüz dirhem nafaka bağlamış.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Cuma
Konu: Namazı Ve Hutbeyi Hafif Tutma Bâbı