3-)
Zâhir-i mezhebe göre âfetin azı ile çoğu arasında bir fark yoktur. Ancak tahdîd ve inzibatı mümkin olmayacak derecede az ve telef elması âdet hükmüne giren miktara itibar edilmez. İmâm Ahmed: Ben on veya yirmi hurma tanesinde itibâr edilecek demem; üçte birin ne olduğunu da bilmem; lâkin zarar üçte birden dörtte veya beşte birden fazla olursa hesaptan indirim yapılır; demiştir. Başka bir rivâyette İmâm Ahmed: Zarar ziyan malın üçte birinden az olursa onu müşteri çeker; demiştir. İmâm Mâlik ile eski mezhebine göre Şafiî-nin kavilleri de budur. Çünkü meyve ve ekinin bir kısmını ister istemez kuşlar yiyecek rüzgâr dağıtacak bir kısmı da yere dökülecektir. Binâenaleyh bu zararla semavî âfetin getirdiği zarar arasındaki had-din ta-yini lâzım gelir Şeriatın vasıyyet ve hastanın bağışı gibi yerlerde üçte biri nazar-ı itibâra aldığını görüyoruz. Bu sabit olunca deriz ki: Âdetten fazla bir şey telef olursa telef olan miktar umumî kıymetten düşülür. Meyve veya ekinin hepsi telef olursa akid bozulur; müşteri parasını geri alır. Bir kısmı telef olursa malın üçte biri miktarını yahut daha fazla tuttuğu takdirde zararı miktarı umûmî kıymetten düşülür. Zarar malın üçte birinden az ise kıymetten bir şey düşülmez. Alanla satan âfette veya âfetin telef ettiği miktar hususunda ihtilâf ederlerse söz satanındır çünkü malda asıl olan selâmettir.» ulemânın cumhûru ile Sevrî İmâm A-zam Ebû Yûsuf Muhammed yeni mezhebinde İmâm Şafiî Ebû Ca-fer Taberî ve Zahirîler: «Müşteri teslim almışsa âfet sebebiyle zayi- olan malın miktarı az olsun çok olsun zarar kendine aittir; teslim almadan telef olursa zara satıcınındır.» demişlerdir. Burada malın tesliminden murâd tahliye yani müşteriyi malı ile baş başa bırakmaktır. sebep olduğu zararın umumî nyattan düşüleceğine kail olanlar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu husustaki emri ve hadîsteki: bir şey alman sana helâl olmaz.» cümlesiyle istidlal etmişlerdir. Bir de: «Ağaçların sulanması ve bakımı sahibinin vazifesi olduğu için ağaçtaki meyveler ma-nen onun elindedir ve teslimden önce telef olmuş gibidir.» derler. umumî fiyattan düşülmeyeceğim söyleyenler bundan sonraki Bâbın ilk hadîsiyle istidlal etmişlerdir. rivâyetlerde zikri geçen: «Dîn kardeşinin malını kendine ne ile helâl kılarsın?» cümlesinden murâd: Meyve telef olduğu zaman müşterinin parasına mukabil ortada mal kalmadığını; binâenaleyh satıcının bu parayı haksız yere almış olacağını beyândır. Bu cümle hükmün galibe (ekseriyete) göre verileceğine delildir.