4-)
- Mu-cizin âciz bırakan ma-nasına geldiğini öğrenmek asla sihir ilmine bağlı değildir. Sonra bizzarure ma-lumdurki sahabe tabiin ve müslümanlann büyükleri ile âmme kısmı mu-cizeyi bilirler; ve mucize ile başka şeylerin arasım ayırırlardı. Halbuki sihri bilmezlerdi. Onu ne okumuş ne de okutmuşlardı. Ulema ve fukahanın nassan bildirdiklerine göre: sihri öğrenmek de Öğretmek de büyük günahdır. «Et-Telvilt» nâm eserde bâzı Şâfiîlerin: «Sihri öğrenmek haram değildir; bilinip onu yapana karşı koymak ve sihri evliyanın kerametinden ayırmak için Öğrenmek caizdir» dediği bildiriliyor. Aynî zahire göre bundan muradın Fahrüd- ibn-i Râzi ile İmâm Gazali olduğunu söylemiştir. öğrenerek yapmanın hükmü ulemaâ arasında ihtilaflıdır. Ebû Hanife Mâlik ve Ahmed b. Hanbel-e göre küfürdür yalnız Hanefîlerden bazısına göre şerrinden korunmak için sihri Öğrenmek küfür değildir. Ama sihir yapmanın caiz olduğuna yahud fayda verdiğine inanmak küfürdür. Şeytanların insana istediğini yapabileceklerine inanmak dahi küfürdür. Şafiî Şöyle deditir: «Bir kimse sihri Öğrenirse kendisine: bize sihrini ta-rif et! deriz. Şayet Bâbillilerin i-tikad ettikleri yedi yıldıza ibâdet ve bu yıldızların kendilerinden istenen şeyi yapması gibi küfrü icâbedecek şekilde beyanda bulunursa o kimse kâfirdir. Beyanı küfür icabetmiyor da sihrin mubah olduğuna inanıyorsa yine kâfirdir.» yapan kimsenin şeri cezası ölümdür. Yalnız İmâm Mâlik ile Ahmed b. Hanbel-e göre bir defa yapmakla Ebû Hanife ile Şafiî hazeratına göre ise bir kaç defa yapmakla yahud muayyen bir şahsa sihir yaptığım i-tiraf etmekle öldürülür. Şafiî-den gayri İmâmlara göre sihribazm öldürülmesi bir hadd-i seridir. Şâfiiye göre ise fiilin tekrarı veya i-tiraf halinde sihirbaz kısas olmak üzere öldürülür. A-zam Ebû Hanife-ye göre ehl-i kitabın sihirbazı da öldürülür. Eimme-i selâse denilen Mâlik Şafiî ve Ahmed b. Hanbel-e göre Öldürülmez. Onlara göre sihir yapan kadının hükmü de erkek gibidir. Ebû Hanife-ye göre Öldürülmezse de hapsolunur. yapan kimsenin dünyaca tevbesinin kabul edilip edilmemesi ihtilaflıdır. İmâm Mâlik-e göre kabul edilmez. Ebû Hânife ile Ahmed b. Hanbel-den nakledilen meşhur kavle göre de hüküm budur. İmâm Şâfii-ye göre kabul edilir. İmâm Ahmed-in ikinci kavli de budur. İmâm Mâlik-den bir rivâyete göre sihirbaz yakalanırsa zındık gibi onun da tevbesi kabul olunmaz. Fakat yakalanmadan tevbe eder de tevbekâr olarak gelir teslim olursa öldürülmez. Ancak yaptığı sihirle insan öldûrmüşse kendisi de öldürülür. İmâm Şâfii-ye göre sihirbaz: «Ben öldürmeyi kesdetmedim.» derse hatâ etmiş sayılarak kendisinden diyet almır. Br. hâri-nin naklettiğine göre Saidü-bnü’l-Müseyyeb sihir yapan kimseden sihrini çözmesini istemeyi caiz görmüştür. Bazıları «Nüşra»ya cevaz vermişse de Hasan-ı Basrî bunu mekruh saymıştır;; cinlerin çarptığı zannolunan bir kimseye tatbik edilen ilâç ve okumadır. katildir: Haksız yere insan öldürmek İmâm Şafiî (rahimehüllah)-a. göre Allah-a şirkden sonran büyük günahtır. Bir hadisde: «Rahmanın arşı üç şeyden deprenir ve Allah üç şeyden gadaba gelir» buyurulmuş; katil bunlar arasında zikredilmiştir. Katilin tevbesi hususunda ihtilâf edilmiştir İbn Abbâs (radıyallahü anh)-e göre kaatil ebedi olarak cehennemde kalacaktır. Hanefîlerle diğer ulemaya göre ebedî olmasa da cehennemde uzun zaman kalacaktır. Dünyevi cezası ise kısâsen öldürülmektir. Ancak maktulün velileri affeder yahud uzlaşirlarsa kısas edilmez: çünkü hak onlarındır. Kasden haksız yere insan öldürmede Hanelilere göre keffaret verilmez. Zira keffaretde ibâdet ma-nası vardır; binaenaleyhi onunla hâlis bir büyük günah olan katil Ödenemez. Şafiîlere göre ise keffaret lâzımdır. Onlar: «Hataen insan öldürmek bundan daha ehven olduğu halde onda keffaret meşru- olunca bunda evleviyetle meşru- olur.» diyorlar. yetim malı yemektir. Yetim: Babası ölen küçük çocuk-dur. Hatta Zemahşehrî’ye göre büyük çocuğa da yetim denilebilir. Zira kelimenin lügat ma-nası. yalnız kalmakdir. Ancak bu kelime daha ziyade küçükler hakkında kullanılır. Vakıa Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Buluğdan sonra yetimlik yoktur» buyurmuşlarsa da ona göre bu hadisden murâd lügati değil şeriatı öğretmektir. zahirine bakılırsa yetim rnahm yemek mutlak surette haramdır. Şu halde vasinin yemesi de memnu-dur. Nitekim buna kail olanlar vardır. Fakat cumhûra göre vasi veya velinin ma-ruf vecihîe ve israf etmemek şartiyle yetim malından yemeleri meşru-dur. ribâ yemektir. Kîba: Mal verip karşılığında mal alırken alınan veya verilen karşılıksız ziyadedir. Buradaki «yemek» ta-birinden maksad ribâ muamelesi yani faizcilik yapmaktır. Faizcilikle kazanılan malların çoğu yenildiği için mezkûr kazanca mecazen «yemek» denilmiştir. meselesi bir çok âyet ve hadislerde en şiddetli bir lisanla haram kılınmıştır. Düşmana hücum edileceği zaman harpden kaçmaktır. Ancak bu kacıs bir müslümanm karsısında bir veya iki kâfir bulunduğu zaman haramdır; daha fazla olurlarsa kaçmak caizdir. Hadis-i şerif harpden kaçmanın büyük günah olduğuna delâlet etmekdedir ki cumhûru ulemanın mezhebi de budur. Yalnız Hasan-ı Basri hazretlerine göre harpden kaçmak- küçük günahtır. Ona göre bu babdaki âyet hassaten Sedir gazileri hakkında nâzil oîmuşdur. Bazıları da âyetin başka bir âyetle neshedildiğine kaaildirler. Fakat doğrusu: kirn o gün çarpışmak için dönmek yahud başka bir bölükde mevki- ıSmak halleri müstesna olmak üzere kâfirlere arkasını dönerse muhakkak Allahın bir gadabına uğrar; varacağı yer de cehennemdir. O ise pek kötü bir yerdir» âyet-i kerimesi ne Bedir gazilerine mahsusdur; ne de mensuhdur. Onun hükmü cumhûru ulemanın dedikleri gibi her harbe âmm İve şamil olmak üzere kıyâmete kadar bakidir. kadınlara zina iftirasında bulunmaktır. Bu hükümde erkeklere edilen zina iftirası da dahildir. Binaenaleyh kadın olsun erkek olsun: âkil bâliğ ve namuslu olan bir müslümana zina iftirasında bulunmanın cezası hür olan müfteriye seksen köleye kırk değnek vurmaktır. bir kadına zimmiyye bile olsa zina iftirasında bulunmak büyük günah değildir. Bu sebeble müfteriye hadd vurulmaz. Cariyeye yapılan zina iftirasının cezası ta-zirdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: Büyük Günahları Ve Onların En Büyüğünü Beyan Bâbı