4-)
Te-hîr kadınla uzun müddet beraber kalsın diyedir. Zira bu müddet zarfında onunla cima- ederek talâk sebebinin ortadan kalkması me-muldur.» Kâdî Iyâz-a göre İbn Ömer (radıyallahü anh) nm (fe meh) sözünden murâd istifhamdır. (Meh) kelimesinin aslı (mâ) olup (elif) (ha) ye tebdil edilmiştir. Ve: «Ben bu talâkı hesaba katmazsam ne olur?» mânâsına gelir. Maamâfih bu kelimenin zecir mânâsına kullanılmış olması da ihtimâl dahilindedir. Bu takdirde maksad: «Böyle konuşmaktan vazgeç! Talâk vaki- olduğunda şüphe etme!» demek olur. gösterip ahmaklık etse de mi?» cümlesi de Hazret-i İbn Ömer-in sözüdür. Bu sözü ile kendini kasdetmiştir. Nitekim bir rivâyette: «Aciz gösterip ahmaklık etsem de mi?» demiştir. Hattâbî-ye göre bu cümlede hazif vardır. Mânâsı: «Aciz gösterip ahmaklık etse de onun bu aciz ve ahmaklığı yapmış olduğu talâkın hümünü ıskat eder mi?» demektir. Nevevî bu sözün bir istifhâm-ı inkârı olduğunu söylemiştir. Bu takdirde mânâ: «Evet talâk hesaba katılır; onun aczi ve hamakatı buna mâni- değildir.» demek olur. Kirmanı: «İhtimâl buradaki (in) edatı nefi içindir. Yani İbn Ömer ne aciz göstermiş ne de ahmaklık etmiştir; mânâsını ifâde eder.» diyor. Ona göre bu cümle ile: «İbn Ömer çocuk veya deli değildir ki talâkı vâki- olmasın.» denilmek istenmiştir. Çünkü aciz çocuğun ahmaklık da deliliğin lâzımıdır. Cümlede lâzım zikredilmiş melzum murâd olunmuştur. Kirmânî cümledeki (in) edatının (enne)’den muhaffef olmasına da ihtimâl vermekte de: «Edatın (en) şeklinde rivâyeti sahîh olsa mânâ daha zahirdir» demektedir. Bu cümle hakkında daha başka te-vîller yapanlar da olmuştur. ilk rivâyetlerinde geçen: kadınların kendisi İçin boşanmasını Allah (azze ve celle)’nin emrettiği iddet budur» cümlesi ile: Peygamberler kadınları boşamak isterseniz iddetlerini karşıladıkları halde boşayın!" Sûre-i Talâk âyet: i. âyet-i kerimesine işaret olunmuştur. Bu âyetin kimin hakkında indirildiği müfessirler arasında ihtilaflıdır. Vâhıdî-nin Katâde yolu ile Hazret-i Enes-den rivâyetine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Hafsa-yi boşadığı vakit inmiştir. Bir rivâyete göre Hazret-i Abdullah b. Ömer hakkında başka bir rivâyete göre: Abdullah b. Ömer-le Ukbe b. Amr Tufeyl b. Haris ve Amr b. Saîd haklarında nâzil olmuştur. kerîmedeki iddetlerini karşılamadan murâd: Kadınları müna-sebet-i cinsiyyede bulunmamak şartı ile temizlik devresinde boşamak ve iddetleri geçinceye kadar yanlarına varmamaktır. Ahsen-i talâk da budur. Yalnız bu hüküm medhûlün bihâ (yani cima- edilen) kadınlar hakkındadır. Cima- edilmeyen kadınlara iddet yoktur. son rivâyetinde âyetin sonu İbn Ömer-le İbn Abbâs (azze ve celle) kıraatlarına göre tesbit edilmiştir. Fakat bu rivâyet şâzzdir. Şâzz kıraat için bilicmâ- Kur-ân hükmü verilemez.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Boşama
Konu: Hayızlı Kadını Rızası Olmadan Boşamanın Haram Kılınması Kocası Buna Muhalefet Ederse Talak Vaki Olup Karısına Ricat Etmesi Kendisine Emrolunacağı Bâbı