5-)
- Birtakım ulema hadisden muradın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanındaki münafıklar olduğunu söylemişlerdir. Bu münafıklar: «îmân ettik» diyerek yalan söylemiş; dinlerine emniyet olunduğu zaman hıyanet etmiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e din Bâbında yardım va-dinde bulunmuş fakat sözlerinden dönmüşlerdir. Kâdî Iyâz bir çok İmâmların bu kavle meylettiklerini söyler. Bu hadîsin tefsiri Bâbında Atâ’ b. Ebî Rebâh-ın kavli bu olduğu gibi Hasan-ı Basri dahi bu kavle dönmüştür. Ashâb-ı kirâmdan Abdullah b. Amr İbn Abbâs Said b. Cübeyr (radıyallahu anhüm) hazerâtının mezhebi de budur. bâbda rivâyet olunan bir hadîse göre Basra-lı bir adam Atâ b. Ebi Rebâh-a şunları söylemiş: «Hasan- Basri-yi: Her kimde üç haslet bulunursa ben ona münafık demekten çekinmem: Konuştuğu zaman yalan söyleyen Va-dettiği zaman sözünden dönen Kendisine emniyet olunduğu zaman hıyanet eden... derken i-şittim. Bunun üzerine Atâ o adama şu sözleri söylemiş: «Hasan--ın yanına döndüğün vakit ona de ki: Atâ- sana selâm ediyor ve Yûsuf (aleyhisselâm)’in kardeşlerine ne dersin? Onlar da konuştular yalan söylediler; va-dettiler sözlerinden döndüler; kendilerine emniyet olundu; hıyanet ettiler; münafık oldular mı? diyor.»Bundan sonra Ata’ yanındakilere bakmış ve: Ulemâdan size rivâyet olunan şeylerin doğru olanlarını kabul doğru olmayanlarını reddedin!» demiş. sarihlerinden Ebû Abdilîâh el-Übbî Atâ-in bu i-tirazını beğenmemiş; ve: «Bu inkâr Hasan-a teveccüh etmez. Yusuf (aleyhisselâm)’ın kardeşlerinin yaptıkları nadirâttandır. Onlar bu yaptıklarında ısrar etmemişlerdir.» demiştir. hadisdeki münafık hasletlerini kendinde bulunduran bir müslümanın münafık olmadığına delil olarak mezkûr hasletlerin Hazret-i Yusuf (aleyhisselâm) fm kardeşlerinde de bulunduğunu ileri sürmüş-se de el-Übbî ona da i-tirâz etmiş ve: «Gerek eskiden gerekse şimdi olsun ulema bu temsili reddetmekte ve onu Nevevî-nin takvasına yakıştıramamaktadır...» demiştir. Rivâyete nazaran Said b. Cübeyr bu nifak hadîsine merak etmiş ve onu Abdullah b. Ömer-le İbn Abbâs (radıyallahu anhüm) hazera-tına sormuş. Onlar: «Buna biz de senin kadar merak ediyoruz.» demişler. Bunun üzerine hep birlikte onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e sormuşlar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gülmüş ve: «O sözlerden sîze ne? Ben onları münafıklara tahsis ettim. Konuşursa yalan söyler dediğim Allahın bana indirdiği münafıklar geldiği zaman) ... «âyeti hususundadır. Sizler de böyle misiniz?» demiş. Onlar; hayır! cevâbını vermişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «O halde size bir şey yok; siz bundan berisiniz!» buyurmuşlar. «Va-dederse sözünden döner; dediğim Teâlâ Hazretlerinin: bazıları: eğer bize fadl u kereminden bir şeyler verirse diye Allah ile muahede yapanlar... » âyet-i kerimesi hakkındadır. de böylemisiniz? demiş. Hayır! cevabını vermişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):: «O halde size bir şey yok; siz bunlardan berisiniz» buyurmuş. «Emniyet olunursa hıyanet eder dememe gelince: bu da Allahü teâlâ-nın bana indirdiği: ki biz o emaneti göklere yere ve dağlara arzettik... âyet-i hakkındadır. İmdi dini hususunda kendisine emniyet olunan her insan görünür görünmez her yerde cünüplükden yıkanır; namaz kılar; oruç tutar. Münafık ise bunu yalnız görünür yerde yapar. Sizler de böyle misiniz?» demiş. Yine hayır! cevabını vermişler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Öyle ise size bir şey yok; siz bundan berisiniz.» buyurmuşlar.