Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ay Görülmekle Ramazan Orucunun Farz Olması Yine Ay Görülmekle Bayram Yapılması Ayın Başında Veya Sonunda Hava Bulutlu Olursa Ramazan’ın Otuz Gün Üzerinden Tamamlanması Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
5-) Taberânî «El-Kebîr» nâm eserinde Talk b. Alî (radıyallahü anh)-dan şu hadîsi rivâyet etmiştir; (sallallahü aleyhi ve sellem) hilâli görünceye kadar Ramazandan önce bir gün oruç tutmayı yasak etti;..» hadîsin râvîleri arasında hakkında söz edilen Habbân isminde bir zât vardır. bu bâbda Taberânî Hazret-i Berâ’ b. Âzib-den; Ebû Dâvûd Âişe (radıyallahü anha)-dan: Bey ha ki Hazret-i Ömer ile Câbir (radıyallahü anhûma)-dan; Dârakutnî Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)-dan; Taberânî «El-Kebir» nâm eserinde Abdullah b. Mes-ûd (radıyallahü anh)-dan; İmâm Ahmed b. Hanbel ile Taberânî: Hazret-i Alî (radıyallahü anh)-dan; yine Taberânî Semuratü-bnü Cündeb (radıyallahü anh)-dan hadîsler rivâyet etmişlerdir. bir veya iki gün evvel oruca başlamanın yasak edilmesi farz oruçlar nafile orucun birbirine karışmaması hikmetine mebriîdir. (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu mü si umanlar hıristiy anlara benzemesin diye yasak etmiştir. Çünkü hıristiyanlar kendilerine farz kılınan şeylere kendi fâsitliği kirlerince münâsip gördükleri şeyleri katarlardı. kirâm-in ekserisi ile Tâbiîn ve onlardan sonra gelen ulemânın yevm-i şekde oruç tutmayı kerih gördükleri sahih rivâyetlerle naklolunmuştur ki ashâb-ı kirâm-dan Alî ömer İbn Mes-ûd Huzeyfe İbn Abbâs Ebû Hüreyre Enes ve Ebü Vâil (radıyallahü anhüm) ile Tabiîn-den Saîd b. El-Müseyyeb îkrime İbrâhîm Nehai Evzâî Süfyân-ı Sevri İmâm A-zam İmâm Mâlik İmâm Şafiî İmâm Ahmed b. Hanbel Ebû Ubeyd Ebû Sevr ve İshâk hazerâtı bunlar meyânındadır. bir cemâatin yevmi şekde oruç tutmayı tecviz ettikleri rivâyet olunur. şek: Şaban-dan mı yoksa Ramazan-dan mı olduğu kestirilemiyen şüpheli gün demektir. Ebû Hüreyre: «Ramazandan evvel bir gün oruç tutmam: benim için gecikmemden daha makbuldür. Çünkü bir gün evvel tutarsam orucum kazaya kalmaz. Fakat tutmazsam orucum kazaya kalır.» demiştir. bir kavil Hazret-i Amrü’bnü Âs-dan dahi rivâyet olunur. (radıyallahü anh) «Sabândan bir gün oruç tutmam: benim için Ramazan-dan bir gün tutmamaktan daha iyidir.» demiştir. söz Hazret-i Âişe ile kız kardeşi Esmâ (radıyallahü anhûma)-dan da rivâyet olunur. bulutlu olursa Küfe ulemâsı ile İmâm Mâlik İmâm Şafiî Evzâî ve Sevrî-ye göre o gün oruç tutmak yine vâcib değildir. İmâm Ahmed-in bir kavli de budur. kimse o gün oruç tutar da sonradan Ramazan-dan olduğu anlaşılırsa Hanefiîler-e göre tutulan oruç haram değildir. Sevrî ile Evzâî-nin mezhepleri de budur. Ömer ile İmâm Ahmed ve ulemâdan bir taife: «Yevm-i şekde hava açık olursa oruç tutulmaz. Fakat bulutlu olursa oruç tutmak vâcibdir.» demişlerdir. bâzılarına göre bu hususta halk İmâma tâbidir. İmâm oruç tutarsa onlarda tutar; iftar ederse onlar da iftar ederler. Basrî ile İbn Sîrin bir rivâyette Şa-bî ve bir rivâyette İmâm Ahmed-in kavilleri budur. b. Abdullah İbn Şihhîr ile İbn Şureyb İmâm Şâfiî-nin: «Yevm-i şekde oruca niyet etmeden sabahlamak fakat o günün öğle zamanına kadar yiyip içmemek gerekir. Zevalden önce Ramazan-dan olduğu anlaşılırsa oruca niyet edilir. Ramazandan olmadığı meydana çıkarsa iftar olunur.» do-diğini nakletmişlerdir. Küteybe Dâvûdî ve diğer bâzı ulemânın kavilleri de budur. kabul edilmeyen bir kimsenin Ramazan ay-mı günlüğüne mahkeme huzurunda şahadet etmesiyle yahut îtimâd ettiği bir köle veya kadından işittiğini haber vermesiyle Ramazan ay-ı isbât edilmiş olmaz. O gün yine yevm-i şekdir. Ancak o gün nafile oruca niyet ederse Hânefiîler-e göre mekruh olmaz. İmâm Mâlik’in kavli de budur. şerhinde şöyle denilmektedir: «Havas hakkında efdal olan o gün kendisiyle yakınlarının nafile oruca niyetlenmeleridir. Bu kavil ÎTS Tam Ebû Yûsuf-dan da rivâyet olunur. Avam takımına gereken zevale yaklaşıncaya kadar beklemeektir. O günün Ramazandan olduğu anlaşılırsa o anda oruca niyet ederler. Aksi taktirde oruca niyetlenmezler. kimse Ramazandan üç gün evvel yahut bütün Şaban ayında oruç tutsa veya âdet edindiği oruç günü yevm-i şekke tesaadüf etse efdal olan o gün nafile oruca niyet etmesidir. nâm eserde: (Oruç efdaldır.) deniliyor. Yevm-i şek: Bir kimsenin âdeti olan oruca tesaadüf ederse oruç tutmak efdal aksi taktirde ise tutmamak efdaldır. bir veya iki gün önce ne sıfatla olursa olsun oruç tutmak mekruhtur. Fakat üç gün evvel oruç tutmak mekruh değildir İmâm Ahmed b. Hanbel-in kavli de budur.» deniliyor. İmâm Şâfiî-ye göre Şaban ayının yarısından sonra nafile oruç tutmak mekruhtur. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yarı oldumu artık oruç tutmayın.» buyurmuştur. bu hadis için «Hasen şahindir.» demiştir. Maamâfih İmâm Şafiî-nin istidlal ettiği bu badisin sıhhat derecesi üzerinde yine de söz edilmiştir. İmâm Ahmed-in: «Bu hadîs mahfuz değildir.» dediği rivâyet olunur. olduğu kabul edilse bile daha taşka sahîh hadise murâraza etmektedir. Seleme (radıyallahü anh)-dan rivâyet olunan bir hadîsde: (sallallahü aleyhi ve sellem) Şâbân-dan mâada ssntntn hiç bir ayında tam olarak oruç tutmazdı. Şaban ayını da oruç tutmak sûruriyle Ramazan-a eklerdi.» denilmiştir. bu hadîsin dahi hasen olduğunu söylemiştir. rivâyetlerinde zikri geçen cümlesi muhtelif şekillerde tefsir olunmuştur. «El-Müheszeb» şerhinde bunun: «sıkıştırın» yani «oruçla doldurun» yahut «Bulut altında ay-ı takdir edin.» mânâsına geldiği bildirilmiştir. Ahmed b. Hanbel ile bulutlu günde Ramazan niyetiyle oruç tutmayı tecviz eden diğer bâzı ulemânın kavilleri budur. Şureyh Mutarrif b. Abdillâh İbn Kuteybeve daha başkalarına göre mezkûr cümlenin mânâsı: «Ay-ı menzillerinin hesabma göre takdir edin.» demektir. Ömer -ibn Âbdilberr-in «Istizkâr» nâm eserinde beyânına göre Tâbiîn-in büyüklerimden Bazıları bu hususta yıldızlarla ay-ın menzillerini ve hesap yolunu nazar-ı ittibâra alırlarmış. Şîrîn böylesi hakkında «Bunu yapmaması kendisi için daha iyi olurdu.» demiştir. Şureyh İmâm Şafiî-den yıldızlarla ve hesap yoluyla Ramazanın su butuna istidlal etmenin caiz olacağına işaret eden bir kavil rivâyet etmişse de Şafiîler-den İbn Abdilberr bunu kabul etmemiş: «Şafiî-nin elimizde bulunan kitaplarında Ramazanı ancak gözle görmekle yahut âdil şahadetle veya şaban ayını otuz gün tamamlamakla îtikaad en sahih olabileceği yazılıdır.» demiştir. Irak Şam ve Mağrib ulemasının cumhûru ile Ebû Hanife Mâlik Şafiî Evzâf Sevri ve bil-umûm hadîs ulemâsı ile Hanefiîler-in mezhepleri budur. hususta muhalefet eden yalnız İmâm Ahmed ile onâ tabî olanlardır. kendi yaptığı hesapla amel etmesinin caiz olup olmaması hususunda iki kavil vardır. « Cumhûr-u fukahâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «Takdir edin.» sözünden murâd otuz günü tamamlamakdır; demişlerdir. Nitekim diğer rivâyette bu söz ayni mânâya tefsir buyurulmuştur. cümleden murâd: Yıldız hesabı olamaz. Çünkü bunu bütün insanlara teklif etmek onlara güçlük verir. Herkes hesap bilmez. Şâr / Hazretleri ise insanlara ancak ekseriyetin bildiği şey-i emreder.» demiştir. Kuşeyri diyor ki: «Hesap hilâlin bulut gibi bir mâni olmaca ufuktan doğmuş olacağını gösterirse bu vücûb iktizâ eder. Zîrâ şerT sebep mevcuttur. Bir şey-in lâzım olması için hakikaten onu görmek şart değildir. mâniden dolayı görülmeyen ay’ın sübûtuna ya günlerin sayısını tamamlamak yâhutta o günün Ramazandan olduğuna ictihâd suretiyle ittifak olunursa oruç tutmak vâcib olur...» «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in takdirden muradı: İçinde bulunduğunuz ay-ın günlerini otuz olarak tamamlayın mânâsına gelir. Zira asıl olan ay-ın devamıdır.» demişlerdir. Cumhûr bu tevcihi kabul etmiştir. rivâyetleri oruca başlamanın ve bitirmenin hilâli görmeye mutaailik olduğuna yani Ramazan-in başında da sonunda da gökteki hilâli görmekle amel etmenin vâcib olduğuna delildirler. Ulemâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: «Biz ummî bir ümmetiz; yazıyı ve hesabı bilmeyiz.» ifâdesi üzerinde dahi muhtelif tefsirlerde bulunmuşlardır. göre «Biz» tâbiri bütün arap milletinden kinayedir. Bazıları: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bununla yalnız kendini kasdetmiştir.» derler. Cemâat demektir. Ahfeş-in tarifine göre bu kelime lâfzın mtifred mitnen cemi-dir. Dîn ve tarikat mânâlarına da gelir. «Ümmet: bir dînde tek kalan adamdır.» diye tarif etmiştir. Anneye mensup demektir. bundan arap mîlletinin kastedildiğini çünkü onların yazı bilmediklerini söylemişlerdir. takımları: Bu cümleden: «Biz annelerimizin doğurduğu gibi kalacağız» mânâsını çıkarmış; Dâvûdî: «Geçen ümmetlerden hiç bir şey almamış yalnız kendilerine gönderilen vahyi kabul etmiş.» mânâsına geldiğini söylemiştir. ve hesap bilmeyiz.» cümlesi ümmî olduklarının beyânıdır. Rivâyete nazaran araplann ümmî bir millet olması onlarca yazı pek nâdir bulunan kıymetli bir şey olduğundandır. Maamâfih az da olsa içlerinde okur yazar ve hesap yapanlar vardı. hesaptan murâd: Yıldızların hareketini hesâb etmektir. Araplar bu hususta pek az şeyler biliyorlardı. Onun için de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetinden güçlüğü kaldırmak için hükmü gözle görmeye talik etmiştir. bulutlanırsa gün sayısını otuz- olarak tamamlayın.» buyurması: Hükmün asla hesaba taallûk etmediğini gösterir. Çünkü hesaba taallûk etse: bulutlu olursa ne yapmak lâzım geldiğini hesap bilenlere sorun...» derdi. Battal ve başkalarının beyânına göre bu cümleden murâd: «Biz öyle bir milletiz ki: Orucumuzun ve sâir ibâdetlerimizin vakitlerin tarif için bize hesap ve yazı bilmeyi gerektiren şeyle teklif edilmemistir. Bizim ibâdetlerimiz açık bir takım alâmetlere raptedilmiştir. Onları bilme hususunda hesap âlimleri ile başkaları müsavidir.» demektir. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elleriyle işaret ederek bu mânâyı tamamlamış iki elinin parmaklarıyla herkesin anlıyacağı bir şekilde ay-ın bazen otuz bazen de yirmidokuz güç çektiğini göstermiştir. Şu hâlde bir kimse tâyin etmeksizin bir ay oruç adasa yirmidokuz gün tutmakla iktifa edebilir. Çünkü bir ay: en az yirmidokuz gün çeker. Nitekim namaz kılmayı nezreden bir kimseye iki rek-at namaz kâfi gelir. Zîrâ namaz ismi en azından bu miktara verilir. . Mâlik bir ay oruç nezir eden kimsenin gün hesabıyla tuttuğu takdirde mutlaka otuzu doldurması îcâb ettiğine kaail olmuştur. hadîste «İşaretle hüküm sabit olur.» diyenlere delil vardır. . Hilâl-i bir beldede yaşayan bütün insanların görmesi şart değildir. Ramazan hilâlini iki âdil hattâ esah kavle göre bir âdil kimsenin görmesi bütün müslümanlar için kâfidir. Bayram hilâli için- mutlaka iki âdil kimsenin şahadeti lâzımdır. Bu hususta bütün ulemâ müttefiktir. Yalnız Ebû Sevr Bayramın da âdil bir şahidin şahâdetiyle sabit olacağını söylemiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Oruç
Konu: Ay Görülmekle Ramazan Orucunun Farz Olması Yine Ay Görülmekle Bayram Yapılması Ayın Başında Veya Sonunda Hava Bulutlu Olursa Ramazan’ın Otuz Gün Üzerinden Tamamlanması Bâbı