6-)
Köle âzâd ederken velâ- hakkını şart koşmanın akdi bozup bozmayacağı ihtilaflıdır. Bâbımız hadîsinin zahirine bakılırsa bozmaz. Zîra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Âişe-ye: onlara şart koş!» buyurmuştur. Bâtıl bir akde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) izin vermeyeceğine göre velâ- şartiyle yapılan akid caiz demektir. Burada şâfiîler-den Şeyh Takıyüddîn şöyle diyor: «Akdin sahîh olduğunu kabul edersek acaba şart da sahih midir? Bu hususta şafiî mezhebinde hilaf vardır. Bâtıl olduğunu söylemek hadîsin lâfızlarına daha muvafıktır.» şöyle bir suâl hatıra gelir: Fâsid şartla yapılan bir alış verişe Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) nasıl izin vermiş; ve bu şartı sonradan nasıl iptal etmiştir? Bu suâle birkaç vecihle cevap verilmiştir: Tahâvî-nin beyanına göre Hazret-i Âişe hadîsinde velâ-nın şart koşulması yalnız Mâlik-in Hişâm-dan naklettiği rivâyette zikredilmiştir. Aynı hadîsi Hişâm-dan nakleden Leys b. Sa-d ile Amr b. Haris rivâyetlerinde ise Berîre-nin kitabet bedelini ödemek şartiyle velâ- hakkını sahiplerinden bizzat Hazret-i Âişe istemiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: şartı koşman Berîre-yi almana mâni- değildir; onu satın al ve âzâd et! Velâ- ancak âzâd edene âiddir.» buyurmuştur. Mâlik-in Hişâm-dan naklettiği rivâyet buna muhaliftir. O rivâyette Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Âişe-ye: al da şart koş! Zîra velâ- hakkı ancak âzâd edene âiddir.» buyurduğu bildiriliyor. Mâmâfîh mezkûr rivâyetteki «şart koş!» emrinden «açıkla!- mânâsı da kasdedilmiş olabilir; çünkü izhâr etmek: meydana çıkarmak açığa vurmak mânâsında da kullanılır. Bu takdirde hadîsin mânâsı şöyle olur: azadının icâb ettiği velâ- hakkının âzâd edene ait olduğunu da açıkla!» «Onlara şart koş!» cümlesi: «Onların aleyhine şart koş!» manasınadır. Bu cümle tehdîd için kullanılmıştır. Zahiri emir şeklinde olsa da bâtını nehîdir. Nitekim Teâlâ Hazretleri küffâra «istediğinizi yapın!» buyurmuştur Muradı onları tehdîddir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in minbere çıkarak hutbe îrâd etmesi ve: «Bâzı kimselere ne oluyor ki...» diye söze başlaması bu mânâyı te-yîd eder. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) velâ- hakkının âzâd edene âid olduğunu evvelce haber vermişti. Berîre-nin sahipleri bunu bildikleri halde muhalif harekette bulundukları için hadîs-i şerif kendilerini men- ve tekdir maksadiyle bu lâfızla vârid olmuştur. Bu şartın iptal buyurulması köle sahiplerine mâlî bir cezadır. Çünkü şer-î bir hükme karşı inadlık göstermişlerdir. Bû mesele katilin mîrasdan mahrum kalmasına benzer. Bu hüküm umumî değil yalnız bu hâdiseye mahsustur. Tahsî-sin hikmeti; şeriata aykırı olarak şart koştukları şeyi mübalağalı bir surette men- etmek için şartın evvelâ kabul sonra iptal edilmesidir. Nitekim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in haccı ömreye tebdil etmesi de o vak-aya mahsustu. Bunu ashabının me-lûf bulundukları bir âdeti yani hacc aylarında ömre yapmamak âdetini mübalağalı bir şekilde yıkraak için yapmıştı. Bâzan büyük bir maslahatı tahsil için küçük mefse-dete tahammül edilir. diyor ki: «Hazret-i Âişe-nin Berîreyi satın alarak sahiplerine velâ-yı şart koşmasına bakılırsa hadîs müşkîldir. Bu şart satışı ifsâd eder. Satanları aldatması onlara sahîh olmayan bir şart koşması da öyledir. Şu halde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hususta Âişeye nasıl izin vermiştir? İşte bu işgalden dolayı ulemâdan Bazıları bu hadîsi bütünü ile reddetmişlerdir. Yahya b. Eksem bunlardandır. Yahya rivâyetlerin birçoğunda şart lâfzının zikredilme-mesi ile istidlal etmiştir...»
Kaynak: Sahîh-i Müslim Âzâd
Konu: Velanın Yalnız Âzad Edene Mahsus Olması Bâbı