6-)
Muhammed ismi mutlak surette menınû-dur. Bu hususta künyesinin bulunup bulunmaması da hükmen birdir. Çünkü bir hadîste Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Muhammed ismini koyuyor sonra onlara lanet ediyorsunuz.» buyurmuştur Hazret-i Ömer Kûfeliler-e mektup yazarak çocuklarına Peygamber ismi koymamalarını tenbih etmiş Medineliler-den bir cemaata da çocuklarına koydukları Muhammed ismini değiştirmelerini emretmiştir. Nihayet bunlara Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in izin verdiği söylenince değiştirme isteğinden vaz geçmiştir. Kâdî Iyâz diyor ki: «Hazret-i Ömer-in bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ismine hürmet ve ta-zim için yapılmışa benziyor. Tâ ki hürmeti ayaklar altına alınmasın. «Hazret-i Ömer-in bunu yasak etmesine sebep bir adamı Muhammed b. Zeyd-e söğerken işitmesidir diyenler de vardır. Hattâ Muhammed-i çağırarak: «Görüyorum ki senin sebebinle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e soğuluyor. Vallahi bundan sonra yaşadığın müddetçe Muhammed diye çağrılmıyacaksın!» diyerek ismini Abdurrahman-a çevirdiği rivâyet olunur. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: ancak taksimciyim aranızda taksim yaparım!» sözünden mu-rad: «Ben mücerret oğlumun adı Kâasım diye Ebû-l-Kâasım namını almış değilim bilâkis bana Kâasım adı verilirken ezelde dinî ve dünyevî hususatta taksimci olmam mânâsı nazarı itibara alınmıştır. Binâenaleyh ben ne zât hususunda ne de isim ve sıfatta sizin gibi değilim» demektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in taksimcilîğinden maksat mîras ve ganimetleri zekât fey- vesair miktarları Allah-ın tebliği ile ümmet arasında paylaştırmasıdır. ismini Muhammed koyan zâta ensârın: «Sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in ismini vermeye müsâade etmeyiz» demelerinin mânâsı sana Ebû Muhammed denilmesine müsaade edemeyiz demektir. Nitekim rivâyetlerin birinde o zâtın oğluna Kâasım adı verdiğini ensârın buna da itiraz ettiklerini görüyoruz. Çünkü bu seferde o zata Ebû-l-Kâasım denilecektir. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ensârın bu itirazlarını yerinde bulmuş ve: «En-sar iyi etmişler» buyurarak doğan çocuklara Muhammed ismi verilmesine müsaade etmiş. Ebû-l-Kâasım künyesine müsaade bu-yurmamıştır. gayri bütün künyelerin kullanılması caiz olduğuna ulema ittifak etmişlerdir. de izah ettiğimiz vecihle künye lâkabın bir nev-idir. Yalnız lâkab ekseriya zemmi tazammum eder. Künye ise bilâkis medih bildirir. Lâkabdan bir farkı da «Eb» veya «ûm» kelimeleriyle başlamasıdır. Ebû Bekr Ebû Fâtıme Ümmü Süleym ilâh.) Hazret-i Muğîre-ye sordukları suâlin mânâsı şudur: «Siz Kur-ân-da Hazret-i Meryem için ey Harun-un kız kardeşi denildiğini okuyorsunuz. Halbuki Mûsa (aleyhisselâm) Hazret-i İsa-dan asırlarca Önce dünyaya gelmiştir. Hazret-i Harun Mûsa-nın kardeşi; Hazret-i Meryem ise îsa (aleyhisselâm)’in annesidir. Şu halde nasü olur da Hazret-i Meryem kendinden yüzlerce sene önce yaşayan Harun (aleyhisselâm)-in kız kardeşi olabilir.» Anlaşılıyor ki Hazret-i Muğîre bu suâlin cevâbını verememiş Medîne-ye döndüğünde onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’detn öğrenmiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in verdiği cevap şudur: kendilerinden Önceki Peygamberlerinin ve sülehanın adlarını koyarlardı.» Yani Hazret-i Meryem zamanında insanlar eski peygamberlerin ve sulehânin adlarını koyarlardı. Hazret-i Meryem de Harun isminde bir şahsın kız kardeşi idi. Yoksa Hazret-i Mûsa-nın kardeşi olan Hârun-un kız kardeşi değildir. Maamafih aralarında bin senelik bir zaman olmasına rağmen Hazret-i Meryem Harun (aleyhisselâm)-ın sülâlesindendi. Onunla kardeşlik tabakasında birleşiyordu diyenler de olmuştur. Bu son hadîsle ulemâdan bir cemâat doğan çocuklara Peygamber ismi koymanın caiz olduğuna istidlal etmişlerdir. Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) oğlunun ismini İbrahim koyarak bu cevazı fiilen göstermiştir. Kâdî Iyâz-ın beyânına göre ulemâdan Bazıları çocuklara Melâike ismi koymayı kerih görmüşlerdir. Hâris b. Miskin-in kavli budur. İmâm Mâlik çocuklara Cibrîl ve Yasin adlan verilmesini kerih görmüştür.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Âdâb
Konu: Ebü Kasım Künyesini Takınmaktan Nehiy Ve Müstehab Olan İsimlerin Beyanı Bâbı