Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kurânın Yedi Harf Üzerine Olmasını Ve Bunun Manasını Beyan Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
10-) Yedi harfden murâd: İmâle medd terkîk tefhim hemz teshîl idgam ve izhâr-dır. Müteehhirîn ulemâdan biri şöyle diyor: «Kırâatlardaki ihtilâf vecihlerini araşatırdım; bunların yedi olduğunu buldum. Şöyle ki: Bâzı kırâatlarda mânâ değişiyor; i-râb elden gidiyor; fakat suret değişmiyor. gibi. Bâzılarında: hareke değişiyor; mânâ ve suret olduğu gibi kalıyor gibi. Diğer bâzılarında: Harflerle mânâ değişiyor; i-râbla değişmiyor. Suret ise olduğu gibi kalıyor. misâlinde olduğu gibi. Bir takımının: Sureti değişiyor; mânâsı değişmiyor âyetini Said b. Cübeyrin şeklinde okuması gibi. Bir takım âyetlerin hem sureti; hem mânâsı değişir. âyet-i kerimesini Hazret-i Alinin. şeklinde okuması gibi. Bir kısmında takdim ve te-hîr yapılmışdır. Meselâ âyet-i kerimesini Hazret-i Ebû Bekir ile Talha şeklinde okumuşlardır. Bâzılarında da ziyâde ve noksan yapılmışdır. Meselâ İbn Mes-ûd (radıyallahü anh) kırâatında âyet şeklinde okunmuşdur. İbn Hıbbân-dan naklen yedi harfin mânâsı hususundaki ihtilâfın otuz beş kavle bâlig olduğunu söylemiş fakat bunlardan yalnız beşini zikretmiştir. Münzirî bunlardan çoğunun makbul olmadığını söylemiştir. İyâz-ın beyânına göre «yedi harf» ifâdesindeki yedi sayısı hasr için değil; kolaylık olmak üzre zikredilmişdir. Fakat ekseri ulemâ buradaki «yedi» adedinden o sayıya hasr ve kasr kastedildiğini söylemişlerdir. Meselâ Tilâvet suretinde yedi harf: îdgam izhar tefhim ter-kîk medd hemz ve imâle gibi nutka âid şeylerdir. Tâ ki her kabile kendi lehçesine ve diline kolay geleni okusun. Yânî Kureyş kabilesinden olan bir kimseye hemz teklîf edilmediği gibi; Yemen-liye de hemz terk ettirilmez. Benî Esed kabilesine muzâraat harfini üstün okuması teklif olunmaz. Ebû Bekr-i Bâkıllânî Şöyle deditir: «Sahih olan kavil şudur ki: Bu yedi harf Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında meydana çıkmış ve şöhret bulmuşdur. Ümmet bunları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den telâkki ederek bellemiş; Hazret-i Osman ile mushafları yazan cemâat da onları mushaflara geçirmiş ve sa-hîh olduklarını haber vermişler; Yalnız tevâtüren sabit olmıyanlarım mushaflara almamışlardır. Bu harflerin bazen mânâları; bazen de lâfızları değişirse de hadd-i zâtında birbirlerine zıd ve muarız değildirler.» beyânına göre yedi harf üzerine kırâet zarûretden dolayı hassaten islâmiyetin ilk devirlerinde caizdi. Çünkü arapların lehçeleri muhtelif idi. Bütün kabilelerin lehçelerini öğrenmek ise güçdü. Müslümanların ve yazı yazanların adedi çoğalıp; zaruret ortadan kalkınca kırâetler birleştirildi. husûsda Dâvûdî dahi şunları söylemişdir: «Bu gün halkın okudukları yedi kırâetin her biri Resûlüllah zamanındaki yedi kırâetin biri değildir. Bü-akis birinin içinde diğerleri de dağınık hâlde bulunur.» Übeydillâh b. Ebî Sufra: «Bu günkü yedi kırâet hadîsde zikri geçen yedi kırâetin birinden türemişdir; o da Hazret-i Osman-in mushafını toplarken tercih ettiği harfdir.» demişdir. göre «yedi harf-den murâd: Yedi muhtelif mânâdır ilâh...» iddiası hatâdır. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yedi harfin her biri ile kıraati tecviz ecmişdir. Bu cümleden olmak üzere bir harfi başka bir harfle değiştirmek caizdir. Lâkin ahkâm hususunda ib-dâl caiz değildir. Meselâ emsale âid bir âyeti ahkâm âyeti ile değiştirmenin haram olduğuna icmâ-ı ümmet tekarrur etmişdir. Ona göre âyetlerin sonunu değiştirmek dahi ayni sebepden dolayı fâsiddir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurânın Yedi Harf Üzerine Olmasını Ve Bunun Manasını Beyan Bâbı