116-)
Bana Ebû Bekir b. İshâk rivâyet etti. ki): Bize Affân rivâyet etti. ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd Ebû Zür-a-dan o da Ebû Hüreyre-den naklen rivâyet etti ki: biri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Yâ Resûlüllah ! Bana bir amel göster ki onu yaptığım zaman cennete gireyim demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ibâdet eder; ona hiç bir şeyi şerik koşmazsın. Farz olan namazı dosdoğru kılarsın; farz kılınan zekâtı verirsin. Ramazanı da tutarsın.» buyurmuş. Bedevî: Nefsim kabza-i kudretinde olan Allah-a yemin ederim ki ebediyyen bundan ne fazla bir şey yaparım; ne de eksik bırakırım demiş O dönüp giderken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): bir adam görmek isteyen şu zâta bakıversin!- buyurmuşlar. şârihi Aynî-nin beyanına göre gelen bedevinin adı Sa-d b. el-Ahram-dır. Anlaşılan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu zatın sözünde durarak ibâdetine devam edeceğini ve cennete gireceğini bilmiştir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Cennetle müj-delenenler on zâttır. Bununla on bir olmuyorlar mı? Bu suâlin cevabı şudur: on bir oluyorlar; fakat bir şeyi nassan bir sayı ile bildirmek o sayıdan fazla olamayacağına delâlet etmez. Binaenaleyh. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in bir defa cennetliklerin on kişi olduğunu beyan etmesi başka defa daha başkalarının da cennetlik olduğunu müjdelemesine mâni- değildir. Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Hasan ve Hüseyn (radıyallahü anh) ile ümmehat-i mü-minin olan zevcelerinin de cennetlik olduklarını tebşir buyurmuştur.