Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Allahü Teâlâ İle Resûlü Sallallahü Aleyhi Ve Selleme Ve Dinin Şeriatlerine İman Dine Davet Île Onun Mahiyetini Sormayı Ve Bellemeyi Kendisine Dini Ulaşmamış Olana Dini Tebliğ Etmeyi Emir Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
127-) Bize Yahya b. Eyyûb rivâyet etti. ki): Bize İbn Uleyye rivâyet etti. ki): Bize Saîdü-bnü Ebi Arûbe Katâde-den naklen rivâyet etti. Katâde ki: Abdülkays kabilesinden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelen hey-etle görüşen biri rivâyet etti. Said ki: Katâde Ebû Nadra dan onun da Ebû Said-i Hudrî-den naklen rivâyet ettiği bu hadîsinde (şöyle demektedir): kabilesinden bir takım insanlar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Nebiyyallâh! Bizler Kabîa-dan bir cemaatız. Seninle aramızda Mudar kâfirleri vardır. (Bu sebeble) haram aylardan başka zamanlarda sana gelemiyomz. Şimdi bize öyle bir şey emret ki onu bizden sonra gelenlere emredelim ve onu yaptığımız takdirde biz de onunla cennete girelim.» dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): dört şey emrediyorum; dört şeyden de sizi nehyediyorum: Allaha ibâdet edin; ve ona hiç bir şeyi şerik koşmayın. Namazı dosdoğru kılın zekâtı verin Ramazanı tutun ganimetlerin beşte bîrini de verin buyurdu. Hey-et: Nebiyyallâh! Nakir hakkında malumatın var mı?» dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Hay hay bir hurma kütüğüdür. Onu oyar İçine ufak hurmalardan atarsınız buyurdu. ki: Yahut «Kuru hurma atarsın dedi. (Ve sözüne devamla) sonra içine su dökersiniz. Tâ ki galeyanı yatıştı mı onu içersiniz. Hatta sizden biriniz (yahut onlardan biri) amcasının oğlunu kılıçla pekâlâ vurur!» buyurmuşlar. O cemaatin içinde kendisine bu gûnâ bir yara isabet etmiş bir adam varmiş.O zat şunları söylemiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den utandığıma bu yarayı gizliyordum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in mezkur izahatı üzerine: halde biz ne içinden su içeceğiz Ya Resûlüllah? dedim.» bağlanan deri su kaplarından» buyurdular. Gelen hey-et: Resûlallah! Bizim arazîmiz çok sıçanlıktır. Orada deriden ma-mul su kapları duramaz.» dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ise (üç defa): fareler de yese onları fareler de yese; onları fareler de yese» buyurdular. Sa-d ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdülkays-in Eşeec-ine: sende Allahın sevdiği iki haslet var: Vakar ve teenni.» buyurmuşlar. râvilerinden Said b. Ebî Arûbe ömrünün sonuna doğru bunamış ve bildiği hadisleri karıştırmağa başlamıştır. Kaide icâbı böylelerin sağlamken rivâyet ettikleri makbul bunadıktan sonra rivâyet ettikleri ile hangi devirde rivâyet ettikleri şüpheli olanlar merdûddur. Sahîhayn-da bu gibi zevattan rivâyet edilen hadîsler sıhhat devirlerine yani bunamazdan önceki zamanlara aid kabul edilir. hey-etin: Nakîr hakkında ma-lûmatın var mıdır?» diye sormaları onu bilmediğini zannettikleri içindir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in yaşadığı yerlerde bu kap kullanılmazdı. « jy-ü:» » Kelimesi 8 şekillerinde de rivâyet edilmiştir. bazı rivâyetlerde bu fiillerin if âl Bâbından kullanıldığı görülmüştür. Bununla beraber bütün şekillerinde bu kelime karıştırmak ma-nasına gelmektedir. Bir nevî- ufak hurmadır. Hurmanın koruğudur diyenler de vardır. biriniz» yahut «Onlardan biri amcası oğlunu kılıçla vurur.» cümlesinin ma-nası şudur: Bir kimse bu şırayı içtimi sarhoş olur; aklı gider; ve sarhoşluk kendisini cûş-u huruşa getirir. Nihayet o derece coşar ki en ziyade sevdiği dostu ve akrabası olan amcası oğlunu bile vurur. Bu da şüphesiz pek büyük bir fesaddır. Demek oluyor ki hadis-i şerifde içkinin en büyük mazarratı zikredilmek suretiyle sair zararlarına tenbih ve işaret buyurulmuştur. biriniz» yahut «Onlardan biri» ifadesi râvinin şekkini göstermektedir. içindeki yaralı zâtın ismi Cehmü-bnü Kuşem-dir. Bu zât tıpkı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in buyurduğu şekilde sarhoş olan amcası oğlu tarafından bacağından yaralanmıştı. Onun için de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den utanıyor ve yaralı olduğunu ondan gizliyordu. Lâkin Fahr-ı kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz nübüvvetine bu da bir nîşâne olmak üzere gaibten haber vererek mezkûr yarayı olduğu gibi anlattı. ekseri asıl nüshalarda bu şekilde rivâyet edilmişse de bazı rivâyetlerde denildiği görülmüştür. Bunların ikisinin ma-nası da sahihtir. Zira birinci rivâyete göre ma-nâ: «Deri kapların ağızlarına ip dolanarak onunla bağlanırlar.» İkinciye göre «Su kaplan ağızlarından bağlanırlar» demek olur. cümlesi: şeklinde de rivâyet olunmuştur. Cürazın cem-idir. Manası bazılarına göre bir nevi faredir. Diğer bazılarına göre erkek farelerdir. Mutlak surette faredir diyenler de vardır hey-eti şeriatı Muhammediyyenin kolaylık üzerine kurulmuş bir din-î ilâhî olduğunu bildikleri için yerlerinin çok fârelik olduğunu söylemekle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den bu bâbta bir ruhsat ümid etmişlerse de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine ruhsat vermemiştir. Çünkü farelerden korunmanın ruhsat icâbettirecek derecede güç bir iş olduğunu kabul etmemiş; ve fareler yese dâhi suyu deri kaplardan içmeleri gerektiğini üç defa tekrarlayarak beyan buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: Allahü Teâlâ İle Resûlü Sallallahü Aleyhi Ve Selleme Ve Dinin Şeriatlerine İman Dine Davet Île Onun Mahiyetini Sormayı Ve Bellemeyi Kendisine Dini Ulaşmamış Olana Dini Tebliğ Etmeyi Emir Bâbı