154-)
Bize Muhammed b. el Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. İbn’l-Müsennâ dedi ki: Bize Muhammed b. Ca-fer rivâyet etti. ki): Bize Şu-be Ebû Hasîn ile Eş-as b. Süleym-den naklen her ikisinin Esved b. Hilâl-i Muâz b. Cebel-den hadîs rivâyet ederken işittiklerini anlattı. Muâz (radıyallahü anh) Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yâ Muâz Allah-ın kulları üzerindeki hakkı nedir bilir misin?» dedi. Muâz: Allah ve Resûlü bilir cevâbını verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; ibâdet olunmak ve ona hiç bir şey ortak koşulmamaktır.» buyurdu. (Yine) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bunu yaptıkları takdirde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin?» buyurdu. Muâz Allah ve Resûlü bilir cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «onları azâb etmemektir.» buyurdular. hakkında Ebû Amr İbn Salâh şunları söylemiştir nüshalarda kelimesi mansûb olarak da rivâyet edilmiştir. Cümle üç vecih arasında tereddüd-de kalmak şartiyle bu doğrudur. Üç vecihden birincisi fiili: şeklinde müzekker gaib olarak okumaktır. «Kulun Allah-a ibâdet etmesi; ona hiç bir şeyi ortak koşmaması» demek olur; ki en güzel vecih de budur. okumaktır. Bu vecih (senin ibâdet etmendir; mânasına gelir ve fiil) muhâtab okunur. Muhâtab; Muâz (radıyallahü anh) olduğu için hitâb hassaten onadır. Ondan başkalarına da tenbih suretiyle delâlet eder. şeklinde fiili meçhul okumakla olur. Bu takdirde: kelimesi meful-i bih değil masdardan (yani mefulü mutlak olan «işrâken» den) kinaye olur. Nâib-i fail de cârr ve mecrurdur. Rivâyet bu üç vecihden birini tayin etmediğine göre bu hadisi rivâyet eden bizlere düşen vazife üç vechi de birer birer söylemektir. Tâ ki üç vecihden hangisiyle söyledi ise onu yüzde yüz zikretmiş olalım.» Nevevî İbn Salâh-ın yukarıdaki sözünü naklettikten sonra: zikrettiğimiz ilk şekil ham rivâyeten hem manen doğrudur.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: Tevhid Üzere Ölen Kimsenin Kati Olarak Cennete Gireceğine Delil Bâbı