Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Tevhid Üzere Ölen Kimsenin Kati Olarak Cennete Gireceğine Delil Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
157-) Bize İshâk b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Muâz b. Hişâm haber verdi. ki: Bana babam Katâde-den rivâyet eyledi. ki: Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Muâz b. Cebel terkisinde olduğu halde deve semerinin üzerinde imiş. Muâz!» diye seslenmiş. Muâz: ya Resûlallah ve sa-deyk» demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine: Muâz!» diye nida etmiş. Muâz: yâ Resûlüllah ve sa-deyk.» demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) tekrar: Muâz!» demiş. Muâz: yâ Resûlüllah ve sa-deyk» diye mukabele etmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): başka ilâh olmadığına Muhammed-in onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet getiren hiç bir kul yoktur ki Allah onu cehenneme haram kılmasın.» buyurmuşlar. Muâz: Resûlüllah! Bunu insanlara haber vereyim de sevinsinler mî?» demiş. Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) o takdirde buna i-timâd ederler (de ameli boşlarlar) buyurmuşlar. Bunun üzerine Muâz da onu (tâ) ölürken günahı boynundan gitsin diye haber vermiş. müttefekun aleyhtir. Buhârî onu ilim bahsinde zikretmiştir. cümlesi Hazret-i Enes tarafından müdrecdir. günahdan çıkmak ma-nasınadir. Bu cümlenin ma’nası şudur: Hazret-i Muâz (radıyallahü anh) kendi ölümü ile zayi olup gidecek bir ilim biliyordu. Yani kendinden başka kimsenin bilmediği bir şey biliyordu. Binaenaleyh kimseye söylemeden ölürse bir ilmi gizlemiş ve onu tebliğ hususunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in emrine imtisal etmediği için günaha girmiş olmaktan korktu; da ihtiyatla hareket etti: ve bu hadisi ölürken haber verdi. Muâz-ın şu hareketi gösteriyor ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadisi başkalarına haber vermekten kendisini tahrimen men-etmemiş zira tahrimen men-etse idi onu ebediyyen kimseye söylemezdi. Kâdi Iyaz şöyle diyor: ki Muâz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den nehî mâ-nasını anlamamıştır. Lâkin Ebû Hureyre-nin rivâyet ettiği: başka ilah olmadığına kalbi kanarak şehâdet getiren kime rastlarsan onu hemen cennetle müjdele...» hadisinin delaletiyle ashaba yapmak istediği tebşirden burada azmi kırılmıştır. Yâhud hadisin ma-nası şudur: İhtimal Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Hazret-i Ebû Hüreyre-ye emir verdiğini Muâz (radıyallahü anh) bu hâdiseden sonra duymur da bildiği bir ilmi gizlemiş ve bu sebeple günaha girmiş olmaktan korkmuştur. Yâhud Muâz (radıyallahü anh) nehyi: (herkese yaymamak) ma-nasına hamletmiştir.» Amr İbn Salâh bu son ihtimali ihtiyar etmiş ve şunu söylemiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bu haberi bilgisi ve tecrübesi olmayan bazı toy kimseler duyar da aldanarak buna i-timâd eder ve ameli bırakırlar endişesiyle Muâz (radıyallahü anh)-a umumi müjdeyi men-etmiş fakat aldanmayacaklarından ve i-timad edip ibâdetleri bırakmayacaklarından emin olduğu ehl-i marifetten bazı zevata hususî olarak haber vermiştir. Onu Muâz-a da haber vermiş; o da ayni yolu tutarak bu haberi ehil gördüğü hususî zevata haber vermiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Ebû Hüreyre hadisinde emrettiği tebşir ictihâd değişmesindendir. Filvaki- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ietihad hem caizdi; hem de muhakkikin ulemaya göre vâki-di. Onun diğer müetehidler üzerine meziyyeti vardır. O içtihadında hatâ ederse hatâsı ürerine bırakılmaz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e içtihadı caiz görmeyen ve: dinî hususâtta vahiyden başka suretle konuşmak caiz değildir...» diyenlere göre ise Ömer (radıyallahü anh) ile konuşurken ona cevap verdiği şekilde vahiy inerek sabık vahyi neshetmiş olması mümkündür...» (sallallahü aleyhi ve sellem)’in içtihadı meselesi etrafında tafsilât vardır. Dünyevî hususlara dair ietihâdda bulunmasının caiz olduğunda bütün ulemâ müttefiktirler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bilfiil bu gûnâ ictihadlarda bulunmuştur. hususlarda dahi ekseri-i ulemâya göre ictihâd edebilir. Zira ictihâd Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başkalarına caiz olunca Ona caiz olması evleviyyette kalır. ile oğluna ve İmâmiyye taifesine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e dinî ahkâm hususunda ictihâd caiz dağildir. çünkü o yakînen bilmeye muktedirdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkında yalnız harplerde içtihadı caiz görürler sair umurda İçtihadının caiz olmadığına kaildirler. takımları da hangi hususa âid olursa olsun ictihâd etmesinin caiz olup olmadığına dair bir şey söyleyemeyip tevakkuf etmişlerdir tmâmül Haremeyn bunlardandır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ictihâd etmesini caiz gören cumhûr da bilfiil ictihâd edip etmediğinde ihtilâfa düşmüşlerdir. Ekseriyete göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ictihâd etmiştir. ictihâd etmediğine kail olmuş; bir takımları da tevakkuf etmişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-e içtihadın caiz olduğuna ve bilfiil ictihâd ettiğine kail olan- ekser-i ulema dahi içtihadında hatâ etmek caiz midir değil midir meselesinde ihtilâf etmişlerdir. Muhakkik ulemaya göre caiz değildir. Bir çok ulemaya göre caiz ise de hatası üzerine ikrar edilmez; bilâkis hatası kendisine tenbih olunur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: Tevhid Üzere Ölen Kimsenin Kati Olarak Cennete Gireceğine Delil Bâbı