Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İman Şubelerinin Sayısını Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
166-) Bize Yahya b. Habib el-Hârisi rivâyet etti. ki): Bize Hâmmâd b. Zeyd İshâk-tan -ki İbn Süveyd-dir— naklen Ebû Katâde-nin (şunu) tahdis ettiğini anlattı. Ebû Katade ki: Aramızda Büşeyr b. Kâ-b-da bulunduğu halde bizden bir cemaatla birlikte İmrân b. Husayn’ın yanında bulunuyorduk. İşte o gün İmrân bize hadîs rivâyet ederek dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hepsi hayırdır.» Yahut: «Hayanın bütünü hayırdır.» buyurdular. Derken Büşeyr b. Kâ-b: Biz hakikaten tazı kitaplarda yahud hikmette: bir kısım bayanın sekinet ve Allah-a ta-zim olduğunu görüyoruz; ama onun zaif olanı da var dedi. Bunun üzerine İmrân kızdı. Hatta gözleri kıpkırmızı oldu. Ve şunları söyledi: Bana bak! Ben sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den hadîs rivâyet ediyorum; sen buna i-tiraz ediyorsun ha? hadîsi Büşeyr de kendi sözünü tekrarladılar durdular. İmrân (iyice) küplere bindi. Biz de (İmrânı teskin için) Büşeyr hakkında boyuna: O gerçekten bizdendir ya Ebâ Nüceyd! O zararsızdır. diyorduk. Raht: İçlerinde kadın bulunmamak şartiyle sayıları ondan aşağı olan erkekler cemaatidir. Bu lâfızdan bir kişi için müfred bir kelime yoktur. Erhut erhât erâhit ve erâhît gelir. Bir kimsenin kavmu kabilesine de raht denilir. (radıyallahü anh)-ın Hazret-i Büşeyr-e kızarak inkârda bulunması: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: hepsi hayırdır.» buyurmuş olduğunu işittiği hâlde yine: «Hayânın bazısı zaiftir.» iddiasında bulunduğundandır. Sünnetin karşısında başka bir söze tahammül edememesi yahud kalbinde şüphesi olanlar böyle felsefi yollara saparlar korkusu ile inkâr etmiş olması da ihtimâl dahilindedir. göre hadîsle hükemanm sözü arasında muâraza öncak Haya kelimesinin başındaki harf-ı ta-rif umum edatı olarak kabul edildiği zaman tahakkuk eder. Zira bu takdirde hadîs: utanmada hayır vardır.» ma-nasına gelir. Hükemanın sözü ise: «Bazı utanmada hayır yoktur.» kuvvetindedir. Salibe-i cüziyye mûcibe-i kulliyyeyi nakzeder. Az yukarıda bu bâbta muhtelif sözler söylendiğin hatta hadîsin bir kaziyye-i mühmele olması ihtimali üzerinde durulduğunu görmüştük. Binaenaleyh Hazret-i İmrân’ın inkârına sebeb olarak söylenecek en doğru söz Übbi-ye göre dahi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hadîsine karşı hükemanm sözünün zikredilmesidir. Nitekim Hazret-i İmrân-in: sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-âen hadîs rivâyet ediyorum; sen bana kendi sahifelerinden bahsediyorsun.» sözü de buna delildir. Büşeyr-in işaret ettiği hükema kavline gelince: göre her fazilet mutlaka mezmum iki tarafın yani ifratla tefritin ortasıdır. Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: en hayırlıları ortalarıdır.» buyurmuşlardır. Meselâ: İlim bir fazilettir. Bu fazilet ifratla tefritin ortasındadır. Onun ifrat tarafı dehâ tefrit tarafı da belâdet yani akılsızlıktır. Dehâ mezmumdur. Çünkü hileye götürür. Akılsızlığın kötü bir şey olduğu ise beyandan müstağni dir. Şecaat da bir fazilettir. Bu faziletin ifrat tarafı tehevvür; tefrit tarafı da korkaklıktır. Tehevvür çirkindir. Çünkü tehevvür bir işin sonunu düşünmeden hareket etmektir ki zulme ve nefsi tehlikeye götürür. Korkaklık da çirkindir. Zira malı ve cam korumaktan meneder. Tam yerinde ölmekten meselâ harpde şehid olmaktan kaçmayı emreder. hükema bütün faziletleri böyle ifratla tefrit arasıdır diye takrir ederler. Haya denilen utanma-da bir fazilet olduğuna göre onun da ifrat ve tefrit tarafları vardır. Hayanın ifrat tarafı haver yani gevşekliktir. Tefrit tarafı ise halâat yani başına buyrukluktur. Gevşeklik çirkindir. Çünkü vazifeyi terketmeye ve bir çok hayırlı işleri yapmamaya sebeb olur. Başına buyrukluğun çirkinliği ise meydandadır. asıl nüshalarda böyledir. Buna Nahiv uleması: «Ekelûnî el-berâgîs» lügati derler. Çünkü bir fiil yalnız bir faile isnad olunduğu için fail tesni-ye veya cemi- olduğu zaman âmiline tesniye ve cemi- alâmeti takılmaz. Hadîsimizde ise fail tesniye olduğu gibi fiilin sonuna da tesniye alâmeti takılmıştır. Beni Tayy ve Benî Haris gibi bazı arap kabileleri bunu yaparlardı. Böyle cümleler iki suretle halledilirler:

Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: İman Şubelerinin Sayısını Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı