240-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Bana Salih b. Keysan-dan gelen onun da Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe-den onun da Zeyd b. Hâlid-i Cühenî-den naklen rivâyet ettiği bir hadisi Bîâlik-e okudum. Zeyd Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiyede bize sabah namazını geceleyin yağan yağmurdan sonra kıldırdı. «Namazdan çıkınca cemaata karşı döndü ve: Rabbınız ne buyurdu bilirmisiniz?» diye sordu. Cemaat — Allah ve Resûlü bilir; dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): kullarımdan bazısı bana mü-min bazısı da kâfir olarak sabahladı. Kim; Allahın fadlu rahmetîle yağmura kavuştuk dedi ise işte o bana imân yıldıza küfretmiştir. Kim filân ve filân yıldızın doğması veya batmasile yağmura kavuştuk dedi ise; o da bana küfür yıldıza imân etmiştir buyurdu.» dedi. müttefekun aleyhdir. Onu Buhârî: «Kîtâbü-s-Sâlat» ile «Kitâbü-l- Meğâzi» de ve: «İstiska» Bâbında Sünen sahiplerinden Ebû Dâvûd «Tıb» da. Nesâî de «Kitâbü-s-Sâlat» da tahric etmişlerdir. Bu hadis-i şerif kudsi hadislerden biridir. Onun için zamirleri Allah-a râc-idir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: «Bilirmisiniz?» diye istifhamla söze başlaması tenbih içindir. Hatta Nesâî-nin rivâyetinde: «işitmediniz mi Rabbiniz bu akşam ne buyurdu?» demiştir. bahis sabah namazı Hudeybiye-de kılınmıştır. Nitekim Buhârî-nin rivâyetinde sarahaten zikredilmiştir. Hudeybiye Mekkeye yakın bir köydür. Müşrikler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-i oradan geri çevirmiş; Beytullahı ziyaretine müsaade etmemişlerdi. Kerîmde zikri geçen «Ağaç altındaki beyât-î ridvân» orada olmuştur. kelimesi meşhur ve muhtar olan kavle göre (ya) nin tahfifile Hudeybiye şeklinde okunur İmâm Safi ile lügat ulemasının ve bazı eh-li hadisin kavilleri budur İmâm Kısai ile İbn Vehb ve ekser-i muhaddisîne göre (yâ) nin şeddesile Hudeybiyye oku-Ci-râne-nin (râ) sı üzerinde de ayni şekilde ihtilâf olunmuştur. ma-nası hususunda ulemâ iki kavil üzerine ihtilâf etmişlernur. dir. kavle göre: filân yıldızın doğması veya batmasüe yağmura kavuştuk demek Allah-a küfürdür. Bu söz sahibini dinden çıkarır; yalnız bu hüküm yıldızın yağmur yağdıracağına inanan kimselere mahsus-tuı. Nitekim câhiliyyet devrinde böyle i-tikad edilirdi. Buna inanan bir kimsenin kâfir olduğunda şüphe yoktur Cumhûr-u ulemanın kavli bu olduğu gibi hadîsin zahirinden anlaşılan ma-nâ da budur. Şu hâlde yağmuru Allahü teâlâ yağdırdığına yıldızın doğması veya batması ona ancak âdi bir alâmet olduğuna inanmak şartile bu sözü söylemek küfrü icâbet-mez. Çünkü: Bize filân vakit yağmur verildi ma-nasına gelir. Maamafih esah olan kavle göre böyle demek yine de kerâhet-i tenzihiyye ile mekruhtur. Kerahete sebeb ayni sözün bâzan küfür için bazen da başka ma--nada kullanılması ve bu suretle söylenene su-i zann edilmesi; bir de avni sözün câhiliyyet devrinin ve onların yolundan gidenlerin şiarı olmasıdır. kavle göre: Küfürden murâd: Allahın ni-metlerine karşı küf-randa bulunmaktır. Bu ma-na yıldızın yağmur yağdırdığına inanmayana göredir. Bâbımız hadislerinin en sonuncusuda: «İnsanlardan bazısı şükrederek bazısı da küfranda bulunarak sabahladı.» buyurulması keza ondan evvelki rivâyette: «Allah gök yüzünden hiç bir bereket indirmemiştir ki insanlardan bâzısı o berekete küfrând» bulunmasın.» denilmiş olması bu te-vili te-yid eder. aslında yıldız demek değildir. Bu kelime: yıldız battı ve kayboldu ma-nasına masdardır. Bazıları yıldız doğdu ma-nasına geldiğini söylemişlerdir. Çünkü ayın menzilleri diye bilinen bütün sene doğdukları yerler ma-lum yirmisekiz yıldızdan biri her onüç gecede bir garbda fecir zamanında batar; onun karşısında o saatte şarkda bir yıldız doğar-mış. Eğer yağmur yağarsa câhiliyyet devri araplan bu yağmuru batan yıldıza —Esmaiye göre doğana— nisbet eder; yağmuru o yıldızın yağdırdığına inanırlarmış. Bazen faile masdar ismini vermek kabilinden mecazen yıldıza da nev- denilir. göre yıldız demektir Ebû İshâk ez-Zeccâc . garpda batan yıldızlara enva- şarkda doğanlara da bevârih denildiğini söylüyor. babta «Tecrid tercemesinde de şu ma-lumat verilmektedir: cem-i enva-dır. Enva- ayın menzilleri ma-nasınadır. Aym menzileri yirmi sekizdir. Ay her gece bunlardan bir menzilde bulunur. Bu menzillerden her biri o semâ sahasında bulunan yıldızlardan birinin ismile anılır.