302-)
Bana Hasen b. Aliy el-Hulvânî de rivâyet etti. ki): Bize Abdüssamed rivâyet etti. ki): Bize Şu-be Abdülmelik b. Umeyr’den o da Rib-î b. Hıraş-dan o da Ebû Mûsa-dan o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadisi haber verdi. Şu kadar var ki Iyâz-ı Eş-arı hadisinde: «Bizden değîidir» demiş «Berî» dememiştir. müttefekun aleytir. Buhârî onu «Cenaze» bahsinde tahriç etmiştir. İbn Mace-deki rivâyetinde «hamişe» yani yüzünü tırmalayan yakalarını yırtan vay halime diye feryad eden kadına Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in lâ-net buyurduğu kaydedilmektedir. Mezkûr rivâyeti İbn Itbân sahih bulmuştur. muhtelif rivâyetlerinden anlaşıldığına göre Ebû Mûsâ (radıyallahu anh)-ın hastalığı Hazret-i Ömer tarafından Basra-ya vâlî gönderildiği zamana tesadüf etmektedir. Sünneninde Hazret-i Ebû Mûsa-nın karısının Ümmü Abdillâh binti Devme olduğu bildiriliyor. Bazıları isminin Safiyye olduğunu söylerler; ve: Bürdete-bnî Mûsâ-nın annesi bu kadındır.» derler. olmak: ayrılmak demektir. Şu halde: «Ben ondan beriyim.» demek «Ben ondan ayrıyım ma-nasına gelir. El-Mühelleb bunun: yapılan işe razı olmamak manasına geldiğini söyler. Musibet zamanında yüksek sesle feryâd eden kadın demektir. İbn-l-A-râbî-den bir rivâyete göre «saîîka» yüzünü döğen kadındır. musibet zamanında saçını tıraş eden veya yolan kadındır. Şaakka: musibet zamanında yakalarını yırtan kadındır. şerif bunların üçüne de şâmil olduğu halde İmâm Buhârî jjbabın başında yalnız musibet zamanında saç yolmayı zikreder. Çünkü ka-ifdınlar hakkında bunların en çirkini saçını yolmaktır. beyânına göre: nüdbe (yanî Ölenin eyiliklerini sayarak ağlamak) niyâba (yani ölüye yas ederek sesle ağlamak) yüzünü döğmek yakalarını yırtmak yüzünü tırmalamak saçlarını dağıtmak «helâk olayım» «kahrolayim» diye bed duâ etmek bilittifak haramdır. Bazıları bunlara mekruh demişse de Aynî onun bundan kerahet-i tahrimiyye kasdettiğini zira böyle şeylerin biz Hanefüerce de haram olduğunu söylemektedir. Hasen el-Hulvânî tarikında Abdüssamed-in Şu-be-den merfu- olarak rivâyetine Kâdî Iyâz i-tiraz etmiş; ve ulemânın bu hadisi Şu-be-ye mevkuf bulduklarını Abdüssamed-den başkasının onu merfu- rivâyet etmediğini soylemişse de Nevevî kendisine şöyle cevap vermiştir: «Sahih ve muhtar olan mezhebe göre bu zarar etmez; çünkü bir hadisi râvilerden bâzısı mevkuf bâzısı merfu- yahud bâzısı muttasıl bazısı mürsel rivâyet ederse o hadîse merfû- ve muttasıl hükmü verilir. Bazıları mevkuf ve mürsel hükmü verileceğini söylemişler. Bir takımları daha belleyişli râvilerin hadisile amel edilir demişlerdir. Ekseriyete göre hüküm verilir; diyenler bile olmuştur. Fakat sahih olan kavil birincisidir. Bununla beraber Müslim merhum bu isnadı i-timad edilsin diye zikretmemiştir; o bunu ancak mütâbeat için zikretmiştir ki bu hususta yakında söz etmiştik.»