Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kıyâmet Gününde Rabbi Görmenin Yolunu Bilme Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
474-) Bize bu hadisi Ebû Bekir b. Ebi Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Cafer b. Avn rivâyet etti. ki): Bize Hişâm b. Sad rivâyet etti. ki): Bize Zeyd b. Esjem Hafs ve Sa-id-in isnadlan ile Hafs b. Meysere hadisi tarzında sonuna kadar rivâyet etti. Yalnız bazı şeyleri ziyade ve noksan eyledi. serap gibi (alev dalgalan) birbirini tar-u mar eden...» cümlesinde geçen serap kelimesi sıcak-günde çölde görülen su hayâlidir. Uzaktan su gibi görülür. Yanına vardıktan sonra bir şey kalmaz. îşte küffânn Hâlide böyledir. Su var zanniyle ona koşacaklar fakat su değil ateşle karşılaşarak içine düşeceklerdir. Biz dünyada bunlara en ziyade muhtaç olduğumuz halde onlardan ayrı yaşadık onlarla beraber olmadık...» sözlerinin mânası: başlarına gelen şiddet ve korkunun giderilmesi Bâbında Allah-a niyazdır. Çünkü Mü-minler Allah-a ibâdet uğrunda dünya ma-işeti hususunda yakınlarına muhtaç oldukları halde onlara yaklaşmamış onlarla teşrik-i mesa-i etmemişlerdir. Bu hal gerek Eshâb-i kirâmın gerekse onlardan sonra gelen bir çok müslümanların her zaman başına gelmiştir. Fakat müslümanlar Allah ve Resûlü-ne isyan ederek küfr-ü inadında daim olanlarla — babaları oğulları kardeşleri ve akrabaları bile olsa — derhal alakayı kesmiş onlara hiç bir zaman arz-ı ihtiyaç etmemişlerdir. Hadisin zahir olan mânası budur. Vakıa Kâdî îyâz: Müslim-in bu rivâyetine itirazla rivâyette değişiklikler olduğunu iddia etmişsede Bunun doğru olmadığını Müslim-in rivâyetinin sahih olduğunu söylemiştir. bazıları hemen hemen dönmeye yaklaşacaklar.» cümlesinin mânası geçirdikleri şiddetli imtihan sebebiyle bazıları doğruyu söylemekten dönmeye ramak kalacak demektir Cümlesi esas itibarı ile bacak açılacak demektir. Burada ondan murâd lisan ulemâsının Cumhûru ile İbn Abbâs (radıyallahü anh)-a göre; korku ve şiddetin açılmasıdır. Zaten Araplar «sâk» kelimesini baş sıkısı hususunda darb-ı mesel yapmışlardır. Çünki Araplara göre; insan başı dara geldiği zaman kollarını sıvar ve paçalarını çeker. Biz bu makamda yelkenler indi gibi tabir kullanırız. Bu sebeple tercümeyide ona göre yaptık. «Buradaki «sâk» tan murâd büyük bir nurdur» demişlerdir. Bu takdirde mâna: Mü-minler Allahü teâlâ-yı görünce; yeni faydalar ve Eltaf-ı ilâhiyye zuhur edecek demektir. Bir takımları; «Sâk» dan murâd meleklerden bir cemaattır. Hatta Sâk-ın bir mahlûk olduğunu mü-minlerin mutat pazar yerlerinden çıkarak onları başkalarından ayırmak için bir alâmet olmak üzere yaratıldığını da söyleyenler vardır. Hâttâbî diyor ki: «Kıyâmet gününde bu makamda Allah-ı görmek başka; cennette mü-minlerin görmesi gene başkadır. Cennette mü-minlerin Allahü teâlâ-yı görmeleri Allah’ın onlara bir ikramıdır. Burada görünmesi ise sırf bir imtihan içindir.» her birinin sırtını tek bir tabaka haline getirecek her secde etmek isteyen kafası üzerine düşecek.» cümlesinden murâd; hepsinin sırtı sahife şeklinde dümdüz bir olacaktır. Bu cümleye bakarak bazıları tek-lif-i mâla yutâkın caiz olduğuna kail olmuşlarsa da bu istidlal bâtıldır. Çünkü âhiret teklif diyarı değildir. Oradakilere verilecek secde emri imtihan içindir. mâla yutak: Kulun gücü yetmiyeceği işleri ona emretmektir. Teâlâ Hazretlerinin güçleri yetmiyecekleri şeyleri kullarına emredip etmemesi ulemâ arasında ihtilaflı bir meseledir. Yeri usul-u fıkıh ve usulü dindir.) mahşer yerinde münafıkların da mü-minlerle beraber olmalarından onların da mü-minler gibi Allahü teâlâ-yı göreceği mânasını anlamışlardır. Fakat İmâm Nevevî-nin beyanına göre münafıklar Allahü teâlâ-yi göremiyeceklerdir. Bu hususta sözlerine itimad edilir ulemânın icma-i vardır. Zaten hadisi şerifte münafıkların Allah-ı görecekleri tasrih edilmemiş yalnız mü-minlerle münafıkların karışık bulunduğu yerde bir sıfat görecekleri; Teâlâ Hazretlerinin daha sonra tecelli edeceği bildirilmiştir. Bundan münafıkların da Allah-ı göreceği lâzım gelmez. Münafıkların Allah-ı göremiyec eklerine kitap ve sünnetten delil vardır. bakarsın sapasağlam kurtulmuş diğeri tırmalanmış da salınıvermiş kimi de cehennem ateşine yığılmış kalmış...» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözleri ile ehl-i mahşeri üç kısma ayırmışlardır. Bunların birincisi; hiç bir azap görmeden kurtulacak olan mü-minlerdir. İkinci kısım; biraz azab görüp serbest bırakılacak olanlardır. Üçüncü kısımda; cehenneme yağılırcasına atılacaklardır. yedinde olan...» cümlesindeki istiksa- kelimesi: İstida İstida- ve istifa- şekillerinde de rivâyet olunmuştur. Kâdî İyâz bunların bir tashif ve vehimden ibaret olduğunu söylemiş doğrusu: «Burada olduğu gibi istiksa-dır» demişsede Nevevî buna itirazla rivâyetlerin hepsinin doğru olduğunu ve hepsinin güzel bir mâna ifade ettiğini söylemiştir. Ona göre birinci ve ikinci rivâyetlerin mânası: «Dünyada mühim bir mesele karşısında kaldığınız zaman o meselede sizi aydınlığa çıkarması için Allah-a bütün gücünüzle yalvararak niyazda bulunmanız mü-minlerin cehennemdeki din kardeşleri için yaptıkları niyazdan daha üstün olamaz» demektir. Üçüncü ve dördüncü rivâyetlere göre ise; «Dünyada sizin hasınınızdan hak İstemeniz veya hakkım tamamiyle almanız...» manasınadır. cehennemlikler hakkında: bir dinar yarım dinar hayır olan her kimi bulursanız cehennemden çıkarın.» buyurulmaktadır. Kâdî İyâz buradaki hayırdan muradın. Yakın yani iman olduğunu söylüyor. Fakat «Onun mânası mücerred iman değil imanından fazla bir şey bulunan demektir; Çünkü tasdikten ibaret olan mücerred iman bir bütündür parçalanamaz. Binaenaleyh bir dinar yarım dinar zerre kadar tabirleri ile bildirilen parçalı şey mutlaka ya amel-i salih ya zikri hafî yahut fakire acımak Allah-tan korkmak ve iyi niyet sahibi olmak gibi kalp amellerinden bir amel olacaktır» diyor. Hazretlerinin cehennemden bir kabza almasından murâd oradan bir cemaat alıp çıkarmasıdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: Kıyâmet Gününde Rabbi Görmenin Yolunu Bilme Bâbı