485-)
Bana Bişr b. Hakem dahi rivâyet etti lâfız onundur. ki) Bize Süfyan b. Uyeyne rivâyet etti ki): Bize Mutarrif ile İbn Ebcer rivâyet ettiler. Onlar da Şa-bi-yi şöyle derken işitmişler; Ben Mugiretü-bnü Şu-be-yi minber üzerinden halka haber verirken dinledim. Süfyan demiş-ki Mutarrif-le İbn Ebcer-den biri —zannederim İbn Ebcer— ref etti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar: Rabbine sordu: (Yarabbi!) Cennetliklerin makam itibarı ile en aşağısı kimdir? dedi. (Teâlâ hazretleri de) Ehi-i cennet cennete konduktan sonra gelecek bir adamdır. Ona cennete gir denilecek. O: Yarabbi nasıl gireyim! Herkes alacağını almış yerine yerleşmiş diyecek. Kendisine: Dünya hükümdarlarından bir hükümdarın mülkü kadar mülkün olmasına razı değil inisin? denilecek. O da: Razı oldum Yarabbi! diyecek. Bunun üzerine (Teâlâ hazretleri): Bu kadarı ve onun bir misli daha bir misli daha bir misti daha bir misli daha senindir diyecek. O adam beşincisinde: Razı oldum Yarabbi! diyecek. Bunun üzerine (Teâlâ hazretleri): Bunlar ve bunların on misli de senindir. Canının istediği ve gözünün beğendiği her şey de senindir diyecek. O zat: Razı oldum Yarabbi! diyecek. buyurdu. cevaptan sonra Mûsa) Yarabbi! Ya cennetliklerin makam itibarı ile en yüksek olanı kimdir diye sordu. (Teâlâ hazretleri): Onlar öyle kimselerdir ki; ben diledim de onların keramet fidanların! kendi yed-i kudretimle diktim ve üzerlerine mühür vurdum. Binaenaleyh (onları) ne bir göz görmüş ne bir kulak işitmiş ne de bir insanın hatırından geçmişlerdir.» buyurdu. Allah (azze ve celle) nin Kitabında bunun delili: "Hiç kimse onları memnun etmek için kendilerine neler gizlendiğini bilemez." (Secde: 17) âyet-i kerimesidir. senedine dikkat edilirse; birinci rivâyette: Şâ-bi-nin «inşallah Mugiretü-bnü Şube-yi rivâyet ederken işittim» dediği. İkinci rivâyette: «Mugira-yi minber üzerinde bu hadisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e ref ederken dinledim» diyerek hadisi Mugira-dan işittiği; Üçüncü rivâyette de: aynen ikincide olduğu gibi Muğira-dan minber üzerinde dinlediğini sarahaten söylediği görülür. Bir Hadisin senedinde «rivâyeten» «yerfe-u» veya «yubelligu» gibi kelimeler hadis ulemâsınca bilittifak o hadisin Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)-e izafe edildiğini gösterirler. kelimesinin manâsı «Resulullâh buyurdu» demektir. Nitekim ikinci rivâyette hadisin merfu’ olduğu tasrîh edilmiştir. «İnşâallah istisna bildirir. Binaenaleyh Mugira-nın Şu-be-den işitip işitmediği bununla şüpheye düşersede Öteki rivâyetlerde ondan işittiğini tasrih ettiği için buradaki şüpheli ifade hadisin sıhhatma bir zarar vermez. Üçüncü rivâyete Mutarri ile İbn Ebcer-den biri hadisi merfu- diğeri ise Mugira-ya mevkuf olarak nakletmektedir. Şu halde bu hadis hem merfu- hem mevkuf olarak rivâyet edilmiş demektir. Fakat Fıkıh Usul ve Hadis ulemâsının muhakkıklarına göre; böyle hadisler merfu- hükümündedirler. Çünkü mutemed bir zatın yaptığı ziyade cumhûr-u ulemâya göre makbuldür. Burada hadisin hem merfu- hem mevkuf olması bu hususu merfu- olarak rivâyet eden ravilerin sayısı da fazla olduğuna göre hadisin sıhhatine asla dokunmaz. (aleyhisselâm)-ın sualinden murad cennetliklerin en aşağı mertebede olanlarının sıfat ve alâmetleridir. Yani; onların en aşağı derecede olduğunu hangi sıfat ve hareketle bileceğim demek istemiştir. Cennetliklerin en âlâsı kimdir? sualine Teâla hazretleri: öyle kimselerdir ki; onların keramet fidanlarını kendi yed-i kudretimle diktim..." diye cevap vermiştir. Bundan murad onları ben seçip ayırdım bütün umur ve hususatını üzerime aldım. Binaenaleyh onlara yapacağım ikrama asla bir değişiklik arız olmayacaktır demektir. Cümlenin sonu ihtisar için hazf edilmiştir. Çünkü üst kısmından anlaşılmıştır takdiri şudur: kullanma ikram edeceğim şeyler hiç bir insanın hatırından bile geçmeyen şeylerdir.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim Îmân
Konu: Cennette Makamı En Aşağı Olanların Beyanı Bâbı