786-)
- Bana Mûsa b. Kureyş Et - Temimi rivâyet etti. ki): Bize İshâk b. Bekir b. Mudar rivâyet etti. ki): Bana babam rivâyet etti. ki): Bana Ca-fer b. Rabia Irak b. Malik-den o da Urvetü-bnü Zübeyr-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe-den naklen rivâyet etti: Âişe şöyle dedi: «Abdurrahman b. Avf-ın zevcesi Ümmü Habibe binti Cahş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e (İstihaze) kanın dan şikâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: seni hapsettiği müddet bekle sonra yıkan!» buyurdular. Artık Ümmü Habibe her namaz için yıkanıyordu. hadisi bütün Kütübü - Sitte sahihleri tahric etmişlerdir. Hadis-i şerifte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sual sorduğu bildirilen Hazret-i Ümmü Habîbe Ümmehat-ı Mümininden Zeynep binti Cahş (radıyallahü anha) nın kız kardeşidir. Vâkidi ile Harbi isminin Habîbe künyesinin Ümmü Habîb olduğunu söylemişler Dare Kutni dahi bunu tercih etmiş ise de sahih rivâyetlerdeki meşhur künyesi Ümmü Habîbe-dir. İmâm Malik’in (El-Muvatta) ında Hazret-i Abdurrahman b. Avf-ın zevcesi Zeyneb binti Cahş olduğu istihaze kanını da onun gördüğü rivâyet edilmiştir. Bazıları bunun vehim olduğunu diğer bazıları da vehim değil doğrusunun bu olduğunu iddia etmişlerdir. Onlara göre bu kadının ismi Zeyneb künyesi Ümmü Habîbe-dir. Mü-minin Zeynep (radıyallahü anha) ya gelince Onun asıl isminin Birre olduğunu sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu değiştirerek kız kardeşinin ismini verdiğini söylerler. Çünkü kız kardeşi künyesi ile meşhur olduğuna göre ona Zeyneb demekle bir iltibas vaki olmamıştır. Hazret-i Ümmü Habibe-nin Hanıne isminde bir kız kardeşi daha vardır. Ulemadan bazıları Ümmü Habibe ile Hanıne-nin ikisininde istihazalı olduğunu diğer bazıları Ümmül-Mü-minin Zeynep (radıyallahü anha)-nın dahi istihazalı olduğunu söylerler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında on kadının istihazalı olduğu rivâyet edilmiştir. Bunlar Ümmü Habibe binti Cahş Ümmü-l Mü-minin Zeynep binti Cahş diğer kız kardeşi Hanıne binti Cahş Ümmül Mü-minin Meymune (radıyallahü anha) nın anne bir kız kardeşi Esma Fatime binti Ebi Hubeyş Sehle binti Süheyl Ümmü-l Mü-minin Sevde binti Zem-a Zeynep binti Ümmü Seleme Esma el Harisiyye ve Badiye binti Gaylân-dır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Ümmü Habibe-ye verdiği yıkanma emri mutlaktır. Bunun her namaz için yahut bazan yıkanma ihtimali vardır. Ebû Dâvûd-un tahric ettiği bir rivâyet her namaz için yıkanması lâzım geldiğini bildirmektedir. Çünkü o rivâyette «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona her namaz için yıkanmayı emretti» denilmiştir. Beyhaki bu rivâyetin yanlış olduğunu söylemiştir. Müslim-in buradaki rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in her namaz için yıkanmayı emretmediği Hazret-i Ümmü Habibe-nin kendiliğinden yıkandığı bildirliyor. Bu hususta rivâyetler muhteliftir. Bazılarında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Ümmül Mü-minin Zeynep Binti Cahş-a: namaz için yıkan.» diye buyurduğu diğer bazılarında: namaz için abdest al.» dediği bildiriliyor. Hattâ Mûslîm-in Hammâd b. Zeyd-den rivâyet ettiği hadiste Hammâd yalnız başına rivâyet etmiştir diye kitabına almadığı cümle dahi bazılarınca budur. Mezkûr cümleyi yalnız Hammâd " değil Ebû Avâne ve başkaları dahi rivâyet etmişlerdir. Bununla beraber onu yalnız Hammâd rivâyet etmiş olsa bile kabul edilmesi lâzım gelir. Çünkü Hammâd mütemed bir ravidir. Mutemed ravinin ziyadesi ise makbuldür. bu hadisin Fatime binti Ebi Hubeyş hadisi ile nesh edildiğini söylerler. Çünkü Hazret-i Âişe Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından sonra Fatime hadisiyle fetva vermiş bu suretle Ümmü Habîbe hadisine muhalefette bulunmuştur. Bundan dolayı Ebû Muhammed el-îşbîlî; «Fatime hadisi istihaza hakkında rivâyet edilen en sahih hadistir.» demiştir. Az yukarıda İmâm Şafiî-den naklen onun da; «Ümmü Habibe-nin her namaz için yıkanması Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in emri ile değil kendi fiilidir.» dediğini söylemiştik. Cumhûr-u Ulemanın kavli de budur. Yani istihazalı bir kadına her namaz için yıkanmak vacip değildir. Hattabi (319 - 388); «Bu haber muhtasar» dır. Onda kadının hal-u şanı beyan edilmemiştir. Her istihazalı kadına her namaz için yıkanmak vacib değildir. Yıkanmak ancak müptelâ kadına vaciptir. Gelen kanın hayız mı istihaza mı olduğunu ayıramıyan yahut gününü vaktini ve sayısını unutan kadındır. Böylesi hiçbir namazını terk edemediği gibi her namaz için yıkanması da vacibtir diyor. Bekr b. Abdirrahman-ın; «Allah rahmet eylesin» diyerek zikrettiği Hind-in onun zevcesi mi yoksa akrabası mı olduğuna dair hiçbir yerde bir malûmata tesadüf edilememiştir. İbn Hacer-in «El-isâbe» adlı eserinin sonunda bir Hind-den bahsedilmiş fakat kim olduğu beyan edilmemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Hayz
Konu: Müstehaze Müstehazenin Yıkanması Ve Namazı Bâbı