1157-)
Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Muğîre rivâyet etti. ki): Bize İbn Hilâl (yani Humeyd) rivâyet etti. ki: defa ben bir arkadaşımla beraber bir hadisi müzâkere ederken birden Ebû Salih Es-Senımân: Ebû Saîd-den işittiğimi ve gördüğümü sana söyliyeyim; dedi ve şöyle anlattı: Ben Ebû Saîd ile beraber bulunduğum bir sırada Ebû Saîd Cum-â günü kendisini insanlardan setredecek bir şeye karşı namaz kılıyordu derken Benî Ebî Muayt kabilesinden genç bir zât geldi ve Ebû Saîd-in önünden geçmek istedi. Ebû Saîd onun göğsüne dokunarak kendisini defetti. Genç adam etrafına bakındı. Fakat Ebû Said-in Önünden başka geçecek yer bulamadı. Bunun üzerine yine oradan geçmeye kalkıştı. Ebû Saîd onun göğsüne ilk defâkinden daha şiddetli vurarak kendisini defetti. Bu sefer o adam Ebû Saîd-in karşısına dikilip ona sövdü» sonra cemâati sıkıştırarak çıktı gitti ve (Medine valisi) Mervân’ın yanına girerek Ebû Saîd-den gördüğü muameleyi ona şikâyet etti: Sonra Ebû Saîd de Mervân-ın yanına girdi. Mervân ona: kardeşin oğluyla ne alıp veremiyorsun? (Bak sana) seni şikâyete gelmiş?» dedi. O zaman Ebû Saîd şunları söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kendisini insanlardan koruyacak bir şeye -karşı namaza durur da sonra önünden biri geçmek isterse onu göğsüne dokunarak defetsin. Dinlemezse onunla mukatele etsin! Çünkü o ancak bir şeytandır.» buyururken işittim.