Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Namazda Yanılma Ve Bundan Dolayı Secde Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
1322-) Bize İshâk b. İkrahım rivâyet etti. ki): Bize Abdül-vehhâb Es-Sekafî haber verdi. ki): Bize Hâlid —ki Hazzâ-dır — «Ebû Kılâbe-den o da Ebû-l - Mühelleb-den o da İmrân b. Huşa yn-den naklen rivâyet etti. Imrân Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindinin üç rek-atında selam verdi. Sonra kalkarak hücreye girdi. Arkasından elleri uzunca bir adam kalkarak: Namaz kısaltıldı mı Ya Resûlallah? dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızgın bir hâlde dışarıya çıktı ve bıraktığı rek-âtı kıldı. Sonra selam verdi. Sonra iki secde-i sehvi yaptı; sonra selam verdi. hadîsini Buhârî «Namaz» ve «Edeb» bahislerinde; Ebû Dâvûd Nesâî ve İbn Mâce dahi «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir." hadîs usûl-ü fıkıh ilminde bile kendisinden bahsedilen meşhur bir hadîsdir. Tahâvî onu onüç tarîkden rivâyet etmedir. Bâbımızdaki rivâyetlerinin bâzısında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e «Namaz kısaltıldı mı?» diye soran zâtın. Zülyedeyn isminde biri olduğu bazılarında onun yerine Bsnî Süleym-den bir adam denildiği birisinde de Hirbâk adında bir zât olduğu zikrediliyorsa da bunların hepsinden murâd Zülyedeyn-dir. Bu zâtın ismi Hirbâk b. Abdi Amr-dır. Kendisine hem Zülyedeyn hem de Züşşimâleyn lâkabı verilmişdir. Zülyedeyn esâs ittibârı ile iki el sahibi de-mekdir. Bu zât-a bu lâkabın verilmesi ellerinin biraz uzun olmasındandır. Züşşimâleyn dahi iki sol sahibi demekdir. Hazret-i Hirbâk sol eliyle dahi sağ eli gibi suhuletle çalışabildiği için kendisine bu lâkabın verildiği söylenir. Kendisi Benî Süleym kabîlesindendir. Medine-ye yakın bir yere yerleşmişdi. Bir de Benî Zühre kabilesinin müttefiki olan Züşşimâleyn vardır. Onu bununla karıştırmamak îcâb eder. O Züşşimâleyn Bedir harbinde katledilmişdir. Bu bâbda Kâdi İyaz Müslim şerhinde şunları söyler: hadîsine gelince: Müslim İmran b. Husayn hadîsinde isminin Hirbâk olduğunu ellerinde uzunluk bulunduğunu zikretmişdir. Diğer bir rivâyette elleri uzun bir adam denilmiş; Ebû Hüreyre hadîsinde ise Benî Süleym kabilesinden bir adam olduğu beyân edilmişdir... Ubeyd b. Umeyr hadîsinde ismi tefsir edilerek: Benî Süleym-in kardeşidir; denilmişdir. Zührî-nin rivâyetinde: Züşşimâleyn Benî Zühre-den bir adamdır; denilmişdir. Bu sözden dolayı Hanefîler Zülyedeyn hadîsinin İbn Mes-ûd hadîs-i ile nesh edildiğine kail olmuş ve: Çünkü Züşşimâleyn siyer ulemâsının beyânı vecihle Bedir harbinde öldürülmüşdür. Bu adam Benî Süleym-dendir. Hadîsde zikredilen Zülyedeyn-de odur; demişlerdir. bu sözü doğru değildir. Gerçi Züşşimâleyn Bedir harbinde öldürülmüşdür. Fakat onun ismi Hirbâk değil Umeyr b. Abdi Amr-dır. Kendisi Huzfia kabilesinden olup Benî Zühre-den birinin müttefikidir. Ebû Hüreyre rivâyeti de buna delâlet etmektedir... Halbuki Ebû Hüreyre Hayber-de müslüman olmuşdur. Hayber vak-ası Bedir gazasından iki sene sonra vuku bulmuşdur. Binaenaleyh burada mevzubahis olan Zülyedeyn veya Züşşimâleyn Bedir-deki Züşşimâleyn değildir. Bazıları Zührî-nin bu husûsdaki sözünü onun bir vehmi olarak kabul etmiş bir takımları vak-anın ayrı ayrı İM yerde cereyan ettiğine kail olmuşlardır ki sahîh olan da budur. Çünkü her iki hâdisenin sıfatlan başka başkadır. Hirbâk hadîsinde Züşşimâleyn Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üç rek-âtda selam verdiğini söylüyor. Zülyedeyn hadîsinde ise iki rek-atta selam verdiği bildiriliyor. Keza Hirbâk hadisinde namazın ikindi olduğu; Zülyedeyn hadîsinde ise öğle namazı olduğu tasrîh ediliyor. Müslim bunların hepsini zikretmişdir.» Kâdı îyâz-ın sözü burada sona erdi. Ömer dahi: «Zülyedeyn Bedir harbinde öldürülen Züşşimâleyn değildir. Buna delil Ebû Hüreyre hadîsidir. Zührînin bu hadiside Zülyedeynin-dir Züşşimâleyn olduğunu söylemesine kulak asılmaz.» demişdir. iddialara Buhârî sarihlerinden Aynî (762 - 855) şu cevâbı vermektedir: derim ki: bunların hepsine birden verilecek cevap şudur: Bu makamda Nesâî-nin kitabında da Zülyedeyn ile Züşşimâleyn-in bir kimse oldukları bu iki sözün ikisininde söylediğimiz vecîhle Hırbâk-in lâkabı oldukları bildirilmektedir. Nesâî hadîs-i şöyle rivâyet eder: Muhammed b. Râfî- haber verdi. ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma-mer Zühıî-den o da Ebû Selemete-bnü Abdurrahmân ile Ebû Bekir b. Süleyman b. Ebî Hayseme-den o da Ebû Hüreyre-den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bize öğleyi yahut ikindiyi kıldırdı da iki rek-âtda selam verdi. Ve namazdan çıktı. Bunun üzerine Züşşimâleyn b. Amr kendisine: Namaz mı kısaltıldı yoksa sen mi unutdun? dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ne diyor?» buyurdu. Ashâb: Doğru söyledi Ya Resûlallah! dediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Noksan bıraktığı rek-âtları onlara tamamladı.» senedi sahih ve muttasıldır. Bu hadîsde Züşşimâleyn ile Zülyedeyn-in ayni zât olduğu tasrîh edilmektedir. Yine Nesâî diyor ki: Harun b. Mûsâ El - Feravî Ebü Damûre Yûmıs-dan o da İbn Şihâb-dan naklen rivâyet etti. ki: Bana Ebû Seleme Ebû Hüreyre-den naklen haber verdi. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) unutarak iki rek-âtda selâm verdi. Bunun üzerine Züşşimâleyn: Namaz mı kısaltıldı yoksa sen mi unuttun Yâ Resûlallah? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): doğru mu söyledi?» diye sordu. Ashâb: Evet! Cevâbını verdiler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkarak namazı tamamladı. hadîsin senedi dahi sahîhdir. Bunda da Züşşimâleyn ile Zülyedeyn-in aynı kimse olduğu tasrîh edümişdir. b. Ebî Enes bu husûsda Zührî-ye tâbi olmuşdur. Nesâî şöyle diyor: İsa b. Hammâd haber verdi. ki): Bize Leys Yezîd b. Ebî Habîb-den o da İmrân b. Ebî Enes-den o da Ebû Seleme-den o da Ebû Hüreyre-den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün namaz kıldırmış ve iki rek-âtda selam vermiş. Sonra çıkıp gitmiş. Arkasından Zülyedeyn kendisine yetişerek: Yâ Resûlallah! Namaz mı kısaltıldı yoksa sen mi unuttun? demiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Namaz da kısaltılmadı ben de unutmadım » buyurmuş. Zülyedeyn: Seni hak dinle gönderen Allah-a yemin ederim ki bilakis (Bir şey oldu) demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): doğru mu söyledi?» buyurmuş Ashâb: Evet! cevâbını vermişler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cemaata iki rek-at namaz kıldırmış. «Bu sened dahi Müslim-in şartı üzere sahîh-dir. Bu hadîsin bir benzerini de Tahâvî tahrîc etmişdir. Bu suretle Zührî-nin bu husûsda yalnız kalmadığı anlaşılmış olur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e muhatap olan zât Züşşimâleyn-dir. Bunu söyleyen vehme kapılmış değildir. Hadîsin Buhârî veya Müslim-de bulunmaması sahîh olmamasını îcâb ettirmez. Böylece Zülyedeyn ile Züşşimâleyn-in ayni zât olduğu meydana çıkar. Bu hüküm Zülyedeyn ile Züşşimâleyn ayrı ayrı iki kimsedir. demek-den daha iyidir. Çünkü burada iki şahıs olduğunu kabul etmek aslın hi-. lâfına hareket olur.» (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Zülyedeyn-e cevaben: «Ne unuttum ne de namaz kısaltıldı.» buyurmuşdur. Müslim--in bir rivâyetinde bu cümlenin yerine: «Bunların hiçbiri olmadı.» denü-mişdir. Nevevî-nin beyânına göre bu cevap iki suretle te-vîl olunur. Birinci te-vîle göre cümlenin mânâsı: söylediklerin mecmu- hâlinde vâki olmadı.» demekdir. Binaenaleyh bir tanesinin olması mümkündür. te-vîle göre mânâ: «Benim zannıma göre bunların ikisi de olmadı; ben namazı dört rek-ut olarak tamamladım.» demekdir. Doğru olan te-vil de budur. Bunun doğruluğuna delîl hadîsin Buhârî-deki rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin: da kısaltılmadı ben de unutmadım.» buyurmuş olmasıdır. diyor ki: «Bu makamda hâsıl-ı tahrik şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: «Ne ben unuttum ne namaz kısaltıldı.» buyurması bunların hiçbiri olmadı mânâsına gelir ki bu söz nefy-i umûmdur...» Aynî müddeâsını uzun uzadıya îzâh etmekde ezcümle şöyle demektedir: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Bunların hiçbiri olmadı.) buyurunca Zülyedeyn: Bâzısı oldu diye cevap vermişti. Malûmdur ki bir şey-in bâzı fertlere sabit olması mecmûdan nefye değil o fertlerin bütününden nefye münâfîdir. Hazret-i Zülyedeyn-in (Bâzısı oldu) sözü mûcibe-i cûz-iyyedir. Onun nakîzi da sâlibe-i külliyyedir. Eğer Zülyedeyn Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in sözünden selb-i külli mânâsını anlamasaydı onun mukabilinde îcâb-ı cüz-îyi getirmezdi. Burada bir kaide daha vardır: Her ne zaman küll lâfzı nefiy yerinde bulunursa hassaten nefyî îcâb eder. Mefhûm-u muhalifi ile de o fiilin bâzı fertlere sabit olduğunu bildirir. Netekim «Kavmin hepsi gelmedi; ve «Paraların hepsini almadım.» cümlelerinde hâl böyledir. Fakat ne zaman nefiy «küll» lâfzının yerinde bulunursa mânânın her fertden selbini iktizâ eder. îşte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Bunların hiçbiri olmadı.» sözü bu kabildendir.» (sallallahü aleyhi ve sellem) «Zülyedeyn doğru mu söyledi?» deyince bir rivâyetde: «Ashâb; Evet! dediler.»; Ebû Dâvûd-un rivâyetinde: «Evet diye işaret ettiler.» denilmişdir. Bu iki rivâyetin arası bulunmak için ashabın bâzısının başları ile evet işareti yaptıkları bâzılarının da evet sözünü söyledikleri ileri sürülebilir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Mescidler Ve Namaz Kılınan...
Konu: Namazda Yanılma Ve Bundan Dolayı Secde Bâbı