1444-)
Bize Mansûr b. Ebi Müzâhim rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Mübarek Ebû Bekir b. Osman İbn Sehl b. Huneyf den rivâyet etti. ki: Ebû Ümâmete-bnü Sehl-i şöyle derken işitdim: «Ömer b. Abdilâziz ile birlikde öğleyi kıldık. Sonra mescidden çıkarak Enes b. Mâlik-in yanına girdik. Onu ikindiyi kılarken bulduk. Ben: Amca! kıldığın bu namaz nedir? diye sordum. Enes: İkindidir. Bu namas Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in namazı; vaktiyle onunla - beraber kıldığımız namazdır» cevâbını verdi. diyor ki: «Yukarki iki hadîs ikindi namazının vakti girer girmez kılınacağı hususunda ve ikindi vaktinin her şey-in gölgesi bir misli olduğu vakit girdiğini beyân Bâbında sarilidirler. Onun içindir ki Ömer b. Abdilâzîz-den evvelki hükümdarlar öğleyi o vakte kadar geciktirirlermiş. Öraerü-bnü Abdülâzîz dahi ikindinin vakti girer girmez kılınması gerektiğini bildiren hadîsi duymazdan evvel onlar gibi öğleyi geç kılarmış. Hadîsi İşitince öğleyi vakti girer girmez kılmağa başlamış. Ma-mâfîh onu bir meşguliyet ve özürden dolayı geç kılmış olması da muhtemeldir. Hadîsin zahiri birinci te-vîli gerektirmektedir. b. Abdilâzîz (radıyallahü anh)-in; Hazret-i Enesin evine giderek kendisi ile görüştüğü bu vak-a Hazret-i Ömer-in hilâfeti zamanında değil niyâbeten Medine vâlisi bulunduğu sıralardadır. Çünkü Enes (radıyallahü anh) Hazret-i Ömer b. Abdilâziz-in hilâfetinden dokuz sene kadar evvel vefat etmişdir.» hadîslerin ayni hâdiseye âid olmaları muhtemeldir. hadîsini Buhârî «Mevâkitü-s - Salât» bahsinde; Nesâî dahi «Namaz» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Ebû Ümâme-nin Enes (radıyallahü anh)-a amca diye hitâb etmesi hürmet ve ta-zîm kabîlindendir. Yoksa hakîkatde Hazret-i Enes onun amcası değildir. şârihi Aynî Nevevî-nin yukarıdaki sözüne îti-râz etmiş ve: «Hadîsde ikindi namazının vaktin evvelinde kalınacağına dâir sarahat yokdur.» demiş Ömer b. Abdilâzîz gibi bir zâtın kendinden Önce geçen hükümdarlara tâbi olup da sünneti terk edeceğine ihtimâl vermemişdir. iki boynuzu arasından murâd: Az yukarıda görüldüğü vecîhle güneşin altına girerek onu iki boynuzunun arasına almış gibi göstermesidir. Bu suretle güneşe tapanları kendisine ibâdet edermiş gibi göstererek aldatmaya çalışır. Bazıları bunun mecaz olduğunu söylerler. Bu takdirde boynuzlarından murâd yükselmesi ve avenesine galebe çalmasıdır. gagalamak: ta-dîl-i erkânına ve huşu-a riâyet etmeksizin sür-âtle yatıp kalkmakdan kinayedir. Sür-atla namaz kılanın hâli yem gagalıyan kuşa benzetilmişdir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «O münafık namazıdır.» buyurması özürsüz ikindiyi geciktirmeyi sarahaten zem-dir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Mescidler Ve Namaz Kılınan...