1483-)
Bize Ebû Âmir El - Eş-arî ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Ebû Üsâme Büreyd-den o da Ebû Bürde-den o da Ebû Mûsa-dan naklen rivâyet etti. Ebû Mûsâ Şöyle dedi: Ben ve gemide benimle beraber gelen arkadaşlarım Buthân sahasına inmişdik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine-de bulunuyordu. Her gece yatsı namazı zamanında arkadaşlardan bir kaç kişi nevbetle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in. yanına gidiyorlardı. (Bir defasında) arkadaşlarımla ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i kendine âid bir işle biraz meşgul bulduk hattâ namazı gecenin yarısı oluncaya kadar geciktirdi. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkarak cemaata namazı kıldırdı. Namazını bitirdikden sonra yanındakilere: olun! Sizlere bildiriyorum. Müjdeler olsun ki insanlar içinde sizden başka bu saatte namaz kılan hiç bir kimsenin bulunmaması Allah-ın size olan ni’metlerinden biridir.» Yahut: «Bu saatde sizden başka hiç bir kimse namaz almamıştır.» buyurdu. «Bu iki cümlenin hangisini söylediğini kestiremiyoruz» dediler. Mûsâ ki: «Bunun üzerine biz de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den dinlediklerimize sevinerek yerimize döndük. hadîsi Buhârî -Nevâkîtü-s - Salât» bahsinde tahrîc etmişdir. Onu Ebû Dâvûd Nesâî İmâm Ahmed b. Hanbel İbn Huzeyme ve başkaları Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)-dan tahrîc etmişlerdir. Hadîsin o rivâyetteki metni şöyledir: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde akşam namazını kıldık; ama yatsı için gecenin aşağı yukarı yarısı geçmeden yanımıza çıkmadı. (Yanımıza geldiği vakit): ki insanlar namazlarını kıldılar; yataklarına yattılar sizler ise namazı beklediğiniz müddetçe elbette namazda olmakda dâimsiniz. Eğer zâıflerin za-fı hastaların hastalığı hacet sahiplerinin ihtiyâcı olmasaydı ben bu namazı mutlaka gecenin yarısına te-hîr ederdim! buyurdular. hadîsi İbn Mâce yine Ebû Saîd (radıyallahü anh) dan şu lâfızlarla tahrîc etmişdir: (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam namazını kıldırdı. Sonra gecenin yarısı oluncaya kadar (mescide) çıkmadı. Sonra çıkarak cemaata namazı kıldırdı; ve: zayıflarla hastalar olmasaydı ben bu namazı gece yarısına te-hîr etmek isterdim; buyurdu.» dahi bu mânâda bir hadîsi Hazret-i Ebû Hüreyre-den rivâyet etmişdir. Geniş yer sâhâ; demekdir. Ağaçlı olması yahut hiç olmassa içinde ağaç kütükleri bulunması şarttır. Medine-de bir vâdî olduğunu yukarıda görmüşdük. hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in ne ile meşgul olduğu bildirilmemiş yalnız: «Kendine âid bir işle biraz meşgul bulduk» denilmişdir. Taberânî-nin «Mu-cem»inde sahih bir rivâyetle Hazret-i Câbir-den nakledildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o anda ordu techîzi ile meşgul imiş. râvîsi Ebû Müse-l-Eş-arî (radıyallahü anh) aslen Yemenlidir. Eş-arîler kabilesine mensûbdur. Bu kabile Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zuhurunu Yemende işitmişler içlerinden Ebû Mûse-l-Eş-arî elliüç kişi ile birlikde Medine-ye hicrete karar vermişler ve bir gemiye binerek yola çıkmışlar. Denizde fırtınaya tutularak Habeşistan sahillerine sığınmışlar. Orada yedi sene kalmışlar. Bu esnada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in amcası oğlu Ca-fer b. Ebî Tâlib ile buluşmuşlardır. Hazret-i Ca-fer onlara kendisi ile bir cemaatın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından Habeşistan-a gönderildiğini söylemiş; ve bir kaç zaman için onların da Habeşistan-da kalmalarını teklif etmiş. Onlar da bunu kabul ederek Habeşistan-a inmişler. Nihayet hepsi birlikde Medine yolunu tutmuşlar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i Heyber-in fethi esnasında görmüşler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hem Ca-fer (radıyallahü anh)-ın hem de Ebû Mûsâ-nın kâfilelerine ganimet mallarından hisseler ayırmış; kendilerini taltif etmişdir. Eş-arîler Medine-ye geldiklerinde Buthân vadisi sahasına inmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Mescidler Ve Namaz Kılınan...
Konu: Yatsının Vakti Ve Yatsı Namazını Geciktirme Bâbı