1654-)
Bana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize Affân b. Müslim rivâyet etti. ki): Bize Hemmâm rivâyet etti. ki): Bize Enes b. Şîrîn rivâyet etti. ki: Enes b. Mâlik-i Şam-a gittiği vakit (donüşde) karşıladık; onunla Ayn-ı Temir denilen yerde karşılaştık. Kendisini bir merkep üzerinde namaz kılarken gördüm. Yüzü şu tarafa doğru idi (râvî Hemmâm kıblenin soluna işaret etmiş.) Ben kendisine: kıbleden başka tarafa doğru namaz kılarken gördüm!» dedim. Enes (radıyallahü anh): (sallallahü aleyhi ve sellem)’in böyle yapardığını görmemiş olsaydım ben de yapmazdım.» cevâbını verdi. hadîsi Buhârî «Kasr-ı Salât» bahsinde tahrîc etmişdir. buradaki rivâyetinde «Şam-a geldiği vakit.» denilmişdir. Buhârî-de ise bunun yerinde: «Şam-dan geldiği vakit.» ifâdesi vardır. Bu sebeple Bazıları Müslim-in rivâyetini vehm ve hatâya hamletmiş; doğrusunun Buhârî rivâyeti olduğunu söylemişlerdir. Çünkü Hazret-i Enes (radıyallahü anh) Haccâc-ı Zâlim-i halîfe Abdülmelik b. Mervân-a şikâyet için Şam-a gitmişti. Şam-dan donüşde halk kendisini karşılamak üzere Basra-dan çıkmışlar ve Ayn-ı Temir denilen yerde ona tesadüf etmişlerdi. Fakat Nevevî buradaki hatâ iddiasını kabul etmemiş; Müslim-in hemen hemen bütün nüshalarında aynı şekilde rivâyet edilen bu cümlenin mânâ itibârı ile sahîh olduğunu söylemişdir. Yalnız Hazret-i Enes-in Şam-dan dönüşü herkesçe mâlüm olduğu için Müslim-in rivâyetlerinden hazf edilmişdir. Mânâ şudur: «Biz Enes (radıyallahü anh)-ı Şam-a gittiğinde dönerken karşıladık...» «Müslim-in sahîh bir nüshasında (Şam-dan geldiği vakit) ibaresini buldum.» diyor. Şu hâlde ibareden ekseri nüshalarda «Min» edatı düşürülmüş olur ki bu hatâ İmâm Müslim-e değil onun kitabını istinsah eden zevata âiddir. b. Şîrîn-in Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)-a itirazı «niçin merkep üzerinde bu şekilde namaz kılıyorsun?» diye değil; kıbleye karşı dönmediği içindir. Hazret-i Enes buna Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den böyle gördüğünü bildirmek sureti ile cevap vermişdir. Gerek bu hadîsden gerekse bundan önce yine bu bâbda geçen -35 numaralı» Yahya hadîsinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in merkep üzerinde nafile namaz kıldığı anlaşılmaktadır. Binâenaleyh «35» numaralı hadîsin râvîlerinden Amr b. Yahyâ-yi hatâya nisbet etmeye bir sebep yokdur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bazen de- (sallallahü aleyhi ve sellem) seferde öğle-yi geçe bırakır; İkindiyi de vakti geldiği gibi acele kılardı; akşam-ı te-hîr eder; yatsıyı acele kılardı.» deniliyor. Yalnız râvilerinden Muğiratü-bnü Ziyad-ı Cumhûr-u ulemâ zayıf bulmuş; İbn Maîn ile Ebû Zür-a mevsuk saymışlardır. Abbâs hadîsi Müslim-dedir. Bu hadisde: «Gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebûk gazasında yaptığı bir seferde iki namazı yânî öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı toptan kıldı.» denilmişdir. Râvîlerden Saîd b. Cübeyr diyor ki: «İbn Abbâs-a: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i böyle yapmaya sevk eden nedir?» dedim İbn Abbâs: «Ümmetine zorluk çıkarmak istemedi.» cevâbını verdi. Zeyd hadîsini Tirmizî «El-ilel» nâm eserinde tahrîc etmişdir. Bu hadîs dahi yukarkiler gibi öğle ile ikindinin ve akşamla yatsının birlikte kılındıklarını gösteriyor. Tirmizî: «Ben bu hadîsi Muhammed-e sordum: «Sahîh olan onun Üsâmetü-bnü Zeyd-e mevkuf bulunmasıdır.» cevâbını verdi.» demektedir. hadîsini Ebû Dâvûd ile Nesâî tahrîc etmişlerdir. Mezkûr hadîsde beyân edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke-de iken güneş batmış; o da Akşam ile yatsıyı Şerif denilen yerde topdan kılmışdır. Ahmed-in «Müsned» inde rivâyet ettiği Câbir hadîsinde: Ebû-z-Zübeyr: «Câbir-e Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiç akşam namazı ile yatsıyı cemî- ederek kıldı mı? diye sordum; Evet Benî Mustalik ile gaza ettiğimiz sene kıldırdı.» cevâbını verdi dediği rivâyet olunur. Sabit hadîsini Taberânî tahrîc etmişdir. Bu hadîsde; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Müzdelife-de akşam namazını üç yatsıyı iki rek-ât olmak üzere her ikisini bir ikaamet ile kıldırdığı bildirilmektedir. Mes-ûd hadîsini İbn Ebî Şeybe «Mûsannef» inde tahrîc etmişdir. Ayni hadîsi Tab erânî dahi «El-Kebîr» inde: (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam ile yatsı namazlarını cemî ederek kılardı. Berikini vaktin sonuna te-hîr eder; ötekini de vaktinin evvelinde acele kılardı.» şeklinde rivâyet eder. Eyyûb Ebû Saîd-i Hudrî ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anhûm) hadîsleri de böyledir. Ebû Evyûb hadîsini Buhârî; Ebû Saîd-i Hudrî hadîsini Taberâni; Ebû Hüreyre hadîsini de Bezzâr rivâyet etmişdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Seferde Hayvan Üzerinde Hayvanın Döndüğü Tarafa Doğru Nafile Namazı Kılmanın Cevazı Bâbı