1745-)
Bana Muhammed b. Hatim ile Hasenü-l-Hulvânî ikisi birden Zeyd-den rivâyet ettiler. Hasen dedi ki: Bize Zeydü-bnü-l-Hubâb rivâyet etti. ki): Bana Dahhâk b. Osman rivâyet etti. ki): Bana Abdullah b. Urve babasından o da Âişe-den naklen rivâyet etti. Âişe Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)-in yaşı ilerleyip (vücûdu) ağırlaşınca ekseriyetle namazını oturarak kılardı.» ki Bâbımızın buraya kadar olan hadîsleri hep Hazret-i Âişe (radıyallahü anha)-dan rivâyet olunmuşdur. Bunların bâzılarını Buhârî «Kitâbü-t-Teheccüd» de bâzılarını da «Kitâbü Taksîri-s-Salât» da; Ebû Dâvûd Tirmizî ve Nesâî dahi «Kitâbü-s-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. birinci hadîsinde Âişe (radıyallahü anha)-ya Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ne kadar nafile namaz kıldığı sorulmakda; o dâ öğleden evvel dört Öğleden sonra iki akşam namazından sonra iki; yatsı namazından sonra dahi iki rek-ât olmak üzere on rek-ât sünnet namaz kıldığını ve ayrıca geceleyin dokuz rek-ât namaz daha kıldığını vitrin de bunlarda dâhil olduğunu bildirmektedir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in gece namazı hakkında muhtelif rivâyetler vardır. bir rivâyetinde geceleyin onbir rek-ât namaz kılardığı; Âişe-den Ebû Dâvûd-un tahrîc ettiği bir rivâyette onüç rek-ât; yine Âişe (radıyallahü anha)-dan bir rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in son zamanlarında vitr-i dokuz rek-ât kıldığı anlaşılmaktadır. Âişe-nin muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vaktiyle gece namazını onüç rek-ât kılarmış; sonra yaşlanarak biraz da et tuttuktan sonra dokuz kılmağa başlamış. Yalanız Hazret-i Âişe bu namazların hepsine birden vitir demişdir. Hâlbuki vitir namazı onların yalnız üç rek-âtidır. hadîslerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in yaşlandığını ifâde için «Kebire hatame beddene» gibi kelimeler kullanılmişdır. itibarı ile Kebire: Yaşlandı; hatame: kırdı; beddene: Semizledi etlendi; mânâlarına gelirlerse de burada hepsi yaşının ilerlemesi vücûdunun ağırlaşması mânâsında kullanılmışlardır. Abdullah b. Şakîk-in bahsettiği Fâris-den murâd: Acemistan-dır. Bazıları Hazret-i Âişe-nin Acemistan-a gitmediğinden bahsederek bu kelimenin yalnışlıkla hadîse geçtiğini doğrusunun Fâris değil; Nekaaris olduğunu iddia etmişlerdir. Nekaaris ayak mafsallarına arız olan bir nev-î hastalıkdır. Fakat Kâdi İyâz bu kelime hakkında; Yanlışlık iddia edenlerin yanıldıklarını söylemiş ve: «Hazret-i Abdullah-in bu suâli Âişe (radıyallahü anha)-ya Acemistan-da sormuş olması lâzım gelmez. O suâlini Acemistan-dan döndükten sonra Medine-de sormuşdur. Hadîsin zahiri bunu göstermektedir.» demişdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in nafile namazını oturarak kıldığını Tabiîn-den bir cemâat da Âişe (radıyallahü anha)-dan rivâyet etmişlerdir. Bunlardan Esved b. Yezîd rivâyetini Nesâî Alkametü-bnü Vakkâs rivâyetini Bâbımızda Müslim Amra rivâyetini Müslim Nesâî ve İbn Mâce tahrîc etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı