1820-)
Bana Harmeletü-bnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize Atdullah b. Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus b. Yezîd İbn Şi-hâb-dan naklen haber verdi. ki: Bana Urvetü-bnü-z-Zübeyr haber verdi ona da Âişe haber vermiş ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin (evden) çıkarak mescidde namaz kılmış. Bâzı kimseler de onun namazına uyarak namaz kılmışlar. Derken halk bu mes-ele üzerinde lâf etmeye başlamışlar. Bu sebeple evvelkilerden daha çok cemâat toplanmış. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikinci gece dahi mescide çıkmış ve cemâat da ona uyarak namaz kılmışlar. Cemâat (yine) bunun üzerinde lâf etmeye başlamışlar. Derken üçüncü gece mescidin cemâati çoğalmış ama Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine çıkarak cemaata namaz kıldırmış. Dördüncü gece olunca artık rnoscid cemâati almaz olmuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de cemaata çıkmamış. Bunun üzerine cemâatden bâzı kimseler: namaza! diye seslenmeye başlamışlar. Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine onların yanına çıkmamış. Nihayet sabah namazına çıkmış. Sabah namazını eda edince cemaata doğru dönmüş; sonra şehâdet getirerek şöyle buyurmuşlar: sonra (malûmunuz olsun ki) akşam ki hâliniz bana gizli kalmış değildir. Lâkin ben gece namazın size farz kılınır da onu kılamazsanız diye endîşe ettim.» hadisi Buhârî «Kitâbü-l-Cum-a» «Kitâbu-t-Teheccüd» ve «Kitâbü-s-Siyâm» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişdir. Ahmed b. Hanbel-in tahrîc ettiği rivâyetde: «Mescid cemaatla doldu taştı...» denilmişdir. Bu hadîs-in Zeyd b. Satait rivâyetinde: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde kendişine hasırdan bir hücre yaptı da orada birkaç gece namaz kıldı. Nihayet cemâat onun yanına toplandılar. Sonra bir gece sesini işitmediler. Ve uyuduğunu zannederek yanlarına çıkması için öksürmeye başladılar. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): olduğunuzu gördüğüm fi-liniz devam etmektedir. O derece ki üzerinize farz olur diye korktum. Farz olursa onu yapmazsınız. Binâenaleyh ey cemâat! (onu siz) evlerinizde kılın! Çünkü farz namaz müstesna olmak üzere kişinin en faziletli namazı evinde kıldığıdır buyurdular.» Hadîsi Ebû Dâvûd dahi tahrîc etmişdir. Rivâyetleri çok ve muhtelifdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in cemaata birkaç gece kıldırdığı bu namaz terâvîhdir. Netekim bunu bir rivâyetde Hazret-i. Âişe dahi tasrîh etmişdir. rivâyetlerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in cemaata kaçar rek-ât namaz kıldırdığı büdiriîmemişdir. İbn Huzeyme ile İbn Hibbân’ın rivâyet ettikleri Câbir (radıyallahü anh) hadîsinde ramazanda sekiz rek-ât namaz kıldırdığı sonra vitir yaptığı bildirilmişdir. namazının yirmi rek-ât ve cemaatla kılınması Hazret-i Ömer zamanında-kararlaştırılmadır. Bu husûsda Buhârî-nin «Terâvîh» bahsinde İbn Şihâb tarîki ile Abdurrahman b. Abdülkaarî-den şöyle bir haber rivâyet edilmektedir: «Abdurrahman ki: Ramazanda bir gece Ömerü-bnü’l-Hattâb ile birlikde mescide çıktım. Bir de baktık cemâat darmadağın olmuş. Kimisi yalnız kılıyor; kimisi birkaç kişiye İmâm olmuş namaz kıldırıyor. Bunları görünce Ömer: Aklıma şöyle bir şey geliyor: Bu cemâati bir İmâmın arkasına toplasam hakîkaten pek güzel bir iş olacak! dedi. Sonra irâde buyurarak cemâati Übeyyü-bnü Kâ-b-ın başına topladı. Sonra başka bir gece yine Ömer-le beraber mescide çıktım. Cemâat İmâmlarına uymuş namaz kılıyorlardı. Ömer onları görünce: Bu ne güzel bid-at!. dedi. Ve gecenin sonunda terâvîh kılanları kasdederek: Bunu kılmadan uyuyanların (sonrakalkip) kıldıkları ise şimdi kılanlarınkinden daha da güzel! dedi. Cemâat terâvîh-i gecenin evvelinde kılarlardı.» diyor ki: «Ömer (radıyallahü anh) bu işi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: Kitâbullah-ı en güzel okuyanları İmâm olur...) hadîsi ile âmel ederek yapmadır.» rivâyetde erkeklere Hazret-i Übeyy-in kadınlara da Temîm–i Dârî (radıyallahü anh)-ın İmâm oldukları bildiriliyor. Bunun ayrı ayrı vakitlerde olması muhtemeldir. Ömer-in başka bir gece mesciddekilerin hâlini teftîş için çıkması gösteriyor ki kendisi bu cemaata devam etmemişdir. Herhalde onun mezhebi terâvih-in evde ve bilhassa gecenin sonunda kılınması efdal olduğu merkezinde imiş. (radıyallahü anh)’ın buna bid-at demesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnet olarak kararîaştırmamış olduğundandır. Teravih Hazret-i Ebû Bekir zamanında da cemaatla kılınmamışdı. Yalnız Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu namaza rağbet göstermişdi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında olmayan bir şey-i îcâd etmek demekdir. Ve biri bid-at-ı hasene diğeri bid-at-ı seyyie olmak üzere başlıca iki nevidir. Sonra bunlarda nevi-lere ayrılmış ve bid-atlar: Vâcib mendûb mubah mekruh ve haram olmak üzere beş kısım olmuşlardır. Meselâ: İlimleri bellemek için tedvin ve mülhidlere delille redd cevabı vermek vacib mekteb yapmak mendûb çeşitli yemekler ve kıymetli elbise mubahtır. Makruh ile haram bid-a-ta misâl vermeye lüzum yoktur. Onlar malûmdur. makbul ve güzel şeylerden sayılabilen bid-atlara bid-at-i hasene; şer-an çirkin sayılanlara da bid-at-i seyyie derler. terâvih-in müstehab olan rek-ât sayısı hakkında ihtilâf etmiş; ortaya bir çok kaviller çıkmişdir. Ezcümle: Bâzılarına göre vitirle beraber kırkbir rekât kılınır. Medîneli-lerin mezhebi budur. Abdilberr «El-istizkâr» adlı eserinde Esved b. Yezîd-in terâvih-i kırk; vitr-i de yedi rek-ât üzerinden kılardığını rivâyet etmiş vitir namazının kırk rek-âtda dâhîl olduğunu söylememişdir. takımları terâvih-in otuzsekiz rek-ât olduğunu söylerler. Bu kavil İmâm Mâlik-den nakledilmişdir. Ona göre otuzsekiz rek-ât teravinden sonra İmâm cemaata bir rek-ât da vitir namazı kıldırır. Mâmâfîh İmâm Mâlik-in meşhûr kavline göre -teravih namazı otuzaltı rek-ât olup üç rek-âtlık vitir namazı da bunda dâhildir. Bazıları -Medîne-lilere göre terâvih-in otuzaltı rek-ât olduğunu söylerler. Ancak üç rek-âtlık vitir namazı bunda dâhil değildir. Vitr-le beraber terâvih-in sayısı otuzdokuz olur. in otuzdört yirmisekiz yirmidört ve yirmi rek-ât olduğunu söyliyenler de vardır. göre terâvih-in rek-ât sayısı yirmidir. ulemânın ve İmâm Şafiî ile ekseri fukahânın mezhepleri de budur. Bazıları terâvih-in onaltı rek-ât olduğunu bir takımları onüç daha başkaları onbir rek-ât olduğunu söylemişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Teravih Demek Olen Keyam-ı Ramazana Teşvik Bâbı