1826-)
Bana Muhammed b. Selemete-l-Mûrâdî rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Vehb Iyâz b. Abdillâh El-Fihıî-den o da Mahrametü-hnü Süleyman-dan bu isnâdla rivâyet etti. Şunu da ziyâde eyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) su kabına giderek misvak tutundu ve abdest aldı. Abdesti yerli yerince aldı. Suyu pek az döktü. Sonra beni dürttü ben de kalktım...» Hadîsin geri kalan kısmı Mâlik-in hadîsi gibidir. rivâyetdeki «Ard» kelimesini Dâvûdî «Urd» şeklinde zab-tetmişdir. Ard: Genişlik; Urd: kenar demekdir. Doğru olan rivâyet Nevevî-nin de beyân ettiği gibi «Ayn» iri fethi ile «Ard» rivâyetidir. Yastık demekdir. Kâdi İyâz bâzı ulemâdan onun burada döşek mânâsına geldiğini rivâyet etmişdir. Çünkü Hazret-i İbn Abbâs: (sallallahü aleyhi ve sellem): ile zevcesi uzunluğuna yattılar.» demişdir. Fakat Nevevî bu kavlin zayif yahut bâtıl olduğunu söylemektedir. Filhakîka Ebû Zür-a-nın «El-ilel» adlı eserinde tahrîc ettiği bir rivâyette İbn Abbâs (radıyallahü anh) şunları söylemiştir: Meymune-ye gelerek: ben bu gece sizde yatmak istiyorum dedi. O: bizde nasıl yatacaksın yalnız bir döşeğimiz var! dedi. Benim sizin döşeğinize ihtiyacım yok! elbisemin yarısını altıma döşerim. Yastığa gelince: Ben de başımı sizin başınızla birlikte arkadan yastığa koyarım dedim. Az sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Meymune ona benim söylediklerimi anlatınca: «Bu Kureyşin şeyhidir.» buyurdular. Şerifden de anlaşılacağı vecihle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Me-ymûne (radıyallahü ahha) İbn Abbâs’ın teyzesidir. Hadîs cima- olmadığı takdirde bir kimsenin zevcesi ile onun yakın akrabasından bir sabinin —velev mümeyyiz olsun— yanında yatabileceğine delildir. İyâz diyor ki: «Bu hadîsin bir rivâyetinde İbn Abbâs: Ben teyzemin hayızlı bulunduğu bir gecede onun evinde kaldım; demişdir. Bu kelime her ne kadar rivâyet itibârı ile sahîh değilse de mânâ itibârı ile pek güzeldir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ailesine ihtiyâcı olduğu bir gecede ne- İbn Abbâs teyzesinin yanında kalmak ister ne buna babası müsâde eder...»