1847-)
Bize Muhammedü-bnü-l-Müsenna ile Muhammed b. Hatim Abd b. Humeyd ve Ebî Ma-ni-r-Rakaaşî rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Ömer b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize îkrimetü-bnü Ammâr rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Ebî Kesîr rivâyet etti. ki): Bana Ebû Selemete-bnü Abrîirrahmân İbn Avf rivâyet etti. ki: Ümmü’l-Mü-minîn Âişe-ye sordum: Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin kalktığı vakit namazına ne ile başlardı? dedim. Âişe: Geceleyin kalktığı vakit namazına: «Allah-ım! Ey Cebrail Mîkâîl ve İsrafil-in Rabbi! Gökler-le yerin yaradam; hâzırı ve gâîbi bilen Allah-ım! Kullarının ihtilâf ettikleri şeylerde onların aralarında ancak sen hükmedersin. İhtilâf edilen hakka izninle beni hidâyet eyle! Çünkü dilediğini doğru yola ancak sen hidâyet eylersin!» duası ile başlardı... dedi. Kur-ân-ı Kerîm-de gerekse Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnetinde tekarrur etmişdir ki Allahü teâlâ hazretleri mah-lûkaatmın şân ve mertebesine izafe edilerek anılır. Küçük ve hakir olanlara izafe edilmez. Meselâ göklerle yerin Rabbi Arş-ı Âlâ-nın Rabbi Me-lâike ile rûh-un Rabbi maşrikle mağrib-in Rabbi insanların Rabbi insanların Mâlik-i insanların ilâhı âlemlerin Rabbi Peygamberlerin Rabbi göklerle yerin hâliki göklerle yerin fâtırı ilâh... denilir. Bütün bunlar Allah Zülcelâl-i azamet kudret ve mülk delilleri ile tevsîf demekdir. Onun için küçük ve hakîr olan şeylerde kullanılmamışdır. Meselâ: Haşerâtın Rabbi maymun ve hınzır-ların hâlik-i denilmez. Bunlar şâir mahlûkatın umûmunda dâhil olmak üzere ifâde edilirler. Meselâ bütün mahlûkatın Rabbi Her şey-in hâlik-ı denilir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in duasında: (Cebrail Mîkâîl ve İsrafil-in Rabbi! Göklerle yerin yaradanı olan Allah-ım.) diyerek bütün mahlûkaat arasından yalnız bunları zikretmesinin vechi budur.