1905-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. ki): Bana Mis-ar rivâyet etti. Küreyb: Bana Mis-ar-dan o da Amr b. Mürra-dan o da İbrahim-den naklen rivâyet olundu: dedi. İbrahim Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdullah İbn Mes-ûd-a: Kur-ân oku!» buyurdular. İbn Mes-ûd: Kur-ân sana indirildiği hâlde (onu) sana ben mi okuyayım?» dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu ben başkasından dinlemek İstiyorum» buyurdular. Bunun üzerine İbn Mes-ûd kendilerine Nisa- sûresinin evvelinden başlayarak (Acep her ümmetden birer şâhid getirerek onların üzerine de seni şâhid kıldığımız zaman hâl nice olur!) âyet-i kerimesine kadar okudu. Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ağladı. ki: Bana Ma-n Ca-fer b. Amr b. Hureys-den o da babasından o da İbn Mes-ûd-dan naklen rivâyet etti. İbn Mes-ûd Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): bulunduğum müddetçe onlar üzerine bir şâhid olarak» yahut: «Onların içinde olduğum müddetçe...» buyurdu. (Burada) râvît Mis-ar şekketmişdir. hadîsi Buhârî «Kitâbu-t-Tefsîr» ile «Kitâbu Fedâilü’l-Kur’ân» da: Ebû Dâvûd «Kitâbu’l-ÎHm» de: Tirmizî ile Nesâî «Tefsir» de tahrîc etmişlerdir rivâyetinde Hazret-i İbn Mes-ûd: « (Acep her ümmetden birer şâhid...) âyetine vardığım zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: yahut «Kes!» buyurdular (o zaman) gözlerinin yaşardığını gördüm.» demişdir. hadîsi İbn Ebî Hâtîm Taberânî ve daha başkaları da rivâyet etmişlerdir. Onların rivâyetlerinde: «İbn Mes-ûd (Acep her ümmetden birer şâhid...) âyet-i kerîmesine gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ağladı. Hattâ sakalına ve yanaklarına vurarak: Yâ Rabb! Aralarında bulunduklarıma şâhid olacağım için sözüm yok. Fakat görmediklerime nasıl şâhid olurum? buyurdu.» denilmektedir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in görmediği kimselere şehâdet etmesi mes-elesi hakikaten müşkil ise de İbn’l-Mubârek-in Saîdü-bnü’l-Müseyyeb-den rivâyet ettiği mürsel bir hadîs bu işkâli gidermektedir. Çünkü o hadîsde Saîdü-bnül-Müseyyeb: «Hiç bir gün yokdur ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e ümmeti sabah ve akşam arz olunup da onları simalarından ve amellerinden tanımasın. Bu sebepledir ki bunların aleyhine şehâdette buluna-cakdır.» demişdir. rivâyetine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i İbn Mes-ûd-a «yeter» demesi bu âyetdeki ibret ve nasîhatlara tembih içindir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gözyaşı ile ağlaması da bundandır. Çünkü İbn Mes-ûd (radıyallahü anh) mezkûr âyeti okuyunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyâmetin şiddet ve dehşetini tesavvur etmiş; o gün ümmetinin kendisine îmân ettiğini tasdik için şehâdete davet edileceğini ümmeti için şefâatda bulunarak kendilerini o günün şiddet ve dehşetinden kurtarmağa çalışacağını düşünmüşdür. Bunlar insana kanlı gözyaşları döktürecek kadar hazîn ve tesavvuru bile tüyler ürperten hakikatlerdir. (467-538) diyor ki: « (Acep her ümmetden birer şâhid getirerek onların üzerine de seni şahit kıldığımız zaman hâl nice olur!) âyet-i kerimesinden murâd; acaba Yahûdilerle sâîr küffâr her ümmete aleyhlerine şehâdet edecek bir şâhid yani Peygamberini getirdiğimiz zaman ne yapacaklar; demekdir.» «seni de bu yalancılar üzerine şâhid getirdiğimiz zaman...» âyet-i kerîmesindeki yalancılardan muradın kimler olduğunda ihtilâf etmişlerdir. Zemahşerîye göre bunlar her Peygamberi yalanlayanlardır. Mukaatîl: «Bunlar Ümmet-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kâfirleridir.» demişdir İbn Nakîb-in tefsirinde ise bunlardan murâd: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in müslüman olan ümmetidir» deniliyor. Bu takdirde âyet-i kerîmedeki şehâdet iki türlü tefsir edilebilir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetinin aleyhine şehâdet eder. Ümmetinin lehine şehâdet eder. «buradaki işaret Yahûdilerle hıristiyanlaradir» demiş. Bir takımları da bununla yalnız Kureyş kâfirlerine işaret edildiğini söylemişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in neye şehâdet edeceği hususunda ulemâdan dört kavil rivâyet olunmuşdur:
Kaynak: Sahîh-i Müslim Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Kurân Dinlemenin Onu Dinlemek İçin Bir Hafızdan Okumasını İstemenin Ve Kurân Okunurken Ağlayıp Tadebbür Etmenin Fazileti Bâbı