Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Cuma Günündeki İcabet Saati Hakkında Bir Bab

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
2011-) Bize bu hadîsi Muhammed b. Râfi- de rivâyet etti. ki): Bize Abdurrazzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma-mer Hemmâm b. Münebbih-den o da Ebû Hüreyre-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Yalnız: «o hafif bir saatdir.» cümlesini söylemedi. hadîsi Buhârî «Kitâbü-l-Cumua» da tahrîc etmişdir. Ebû Hüreyre İbn Abbâs Ebû Mûsâ (radıyallahü anhûm) ile Muhammed b. Şîrîn Ebû Selemete-bnü Abdirrahmân Hemmâm Muhammed b. Ziyâd Ebû Saîd-i Makburî Said übnü-l-Müseyyeb Atâ- b. Ebî Rabâh Ebû Râfi- Ebû-l-Ahvas Ebû Bürde Mücâhid ve Ya-kûb b. Abdirrahmân hazerâtıda rivâyet etmişlerdir. Abbâs hadîsini Nesâî «Yevm ve Leyle» bahsinde tahrîc etmişdir. Mûsâ hadîsini Dârekutnî «El-ilel» nâm eserinde rivâyet eder. Şîrîn rivâyetini Buhârî «Talâk» bahsinde tahrîc etmişdir. Seleme hadîsini Ebû Dâvûd tahrîc etmişdir. Mezkûr hadîsde Hazret-i Ebû Hüreyre: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cum-a günüdür... buyurdular». demişdir. Hadîs uzundur. Ayni hadîsde: gönde öyle bir saat vardır ki eğer bir müslüman leul namaz kılarken o saate rastlar da Allah-dan bir hacet dilerse Allah mutlakaa ona o haceti verir.» ifâdesi de vardır. Mezkûr hadîsi Tirmizî ile Nesâî dahi muhtelif rıâvîlerden tahrîc etmişlerdir: b. Münebbih ile Muhammed b. Ziyâd rivâyetlerini Müslim tahrîc etmiçdir. Saîd-i Makburî ile Saîdü-bnü’l-Müseyyeb rivâyetlerini Nesâî «Yevm ve Leyle» bahsinde tahrîc etmişdir. b. Ebî Rabâh rivâyetini Dârakutnî tahrîc Onu bana haber ver! Ne olursun cimrilik etme! dedim Abdullah: O ikindiden sonra başlar güneş kavuşuncaya kadar devam eder; dedi. Ben: İkindiden sonra nasıl olabilir? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Eğer müslüman bir kul namaz kılarken o saate rastlarsa...) buyurdular. Hâlbuki (senin söylediğin) bu saâtde namaz kılınmaz? dedim. Abdullah b. Sellâm: Canım Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bir kimse namazı bekleyerek bir yerde oturursa o kimse namazdadır.) buyurmadı mı? dedi; Evet! cevâbını verdim. İşte bu o-dur! dedi.» Ebû Hüreyre-nin bu anlattıkları gösteriyor ki: Nama-:-dan murâd: Duâ; ayakta bulunmakdan maksad da: Devâm-dır. Onun için bâzı rivâyetlerden «ayakta» kaydı düşmüşdür. Ömer İbn Abdilberr (368-463): «Bu ziyâde Mâlik Verkaa- ve daha başkalarından rivâyet eden Ebû -Zinâd-dan bellenmişdir. Muhammedü-bnü Vaddâh mezkûr ziyâdenin hadîsden atılmasını emrederdi. Çünkü söylediğimiz işkâlı mûcib olmaktadır. Lâkin buna arzettiğimiz şekilde cevap verilmişdir.» diyor. işaret ederek icabet saatinin azlığım gösteren bizzat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-dir. Nitekim Ebû Mus-ab-m İmâm Mâlik-den naklettiği rivâyetde tasrîh edilmişdir. ile tezhîd-in ikisi de: azlığını beyân etmek mânâsına gelirler. «El-Evsat» da Hazret-i . Enes-den rivâyet ettiği hadîsde: «İcabet saati şu kadarcıkdır.» buyurularak bir tutam olduğu gös-terilmişdir. beyânına göre ulemâ icabet saati hakkında muhtelif ve-cihlerden söz etmişlerdir. Şöyle ki: Saat kelimesinin hakikati: Zamanın bir cüz-i mahsûsdur. Bazen günle gecenin yirmidört cüz-ünden birine bazen de mecaz yolu ile herhangi bir zaman cüz-üne ıtlak olunduğu gibi şimdiki zamana dahi saat denildiği vardır. nücûm ve hendese ile meşgul olanlar gece ile gündüzü onikişer kısma bölerek her parçaya saat adını verirler. Bu takdirce saat yerine göre bazen uzun bazen kısa olur. İcabet saatinin zamanımıza kadar devam edip etmediği ihtilaflıdır. Ulemâdan bâzılarına göre bu saat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde mevcûd idi. Sonradan kaldırılmışdır. bu kavli İbn Abdilberr hem rivâyet etmiş hem de çürütmüşdür. İbn Abdilberr Abdürrazzâk’ın rivâyet ettiği Ebû Hüreyre hadîsi ile istidlal eder. Hadîsi rivâyet eden Hazret-i Muâviye-nin kölesi Abdullah Şöyle demişdir: «Ebû Hüreyre-ye: Cuma günündeki icabet saatinin kaldırıldığını söylüyorlar; dedim. Onu söyleyen yalan yapmış! cevâbını verdi. Şu hâlde bu saat ileride göreceğim her cum-âda devam ediyor mu? diye sordum; Ebû Hüreyre: Evet! cevâbını verdi.» Hadîsin isnadı kuvvetlidir. Abdilberr: «Bütün haberler bu minval üzere müte-vâtir olmuşlardır.» diyor. mukaabü Hâkim-in «Salıîh» inde rivâyet ettiği Ebû Seleme hadîsinde şöyle denilmektedir: ki: Yâ Ebâ Saîd! Ebû Hüreyre bize cuma günündeki icabet saatinden bahsetti. Senin bu saat hakkında malûmatın var mı Ebû Saîd: Biz bu saati Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e sorduk da: Ben onu biliyordum ama sonradan kadir gecesi gibi o da bana unutturuldu. buyurdu.» Zencûye-nîn Muhammed b. Kâ-b El-Kurazî-den rivâyetine nazaran ikindiden sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mescidi içinden bir köpek geçmiş. Bunu görünce sahabeden bir zât: Rabbî! Şunu öldür! diye duâ etmiş ve köpek hemen ölmüş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: olsun ki bu zât duaların müstecâb olduğu saate rastladı!» buyurmuşlar. İcabet saati bakî olduğuna göre acaba her cuma varmıdır yoksa seneni nyalnız bir cum-âsına mı münhasırdır? Bunda dahi ihtilâf edil-mişdir. Kâ-bü’l-Ah bâr-a göre icabet saati senede bir gündür. Ebû Hüreyre her cuma günü icabet saati olduğunu söylemiş ve: «Kâ-b Tevrât»-ı okumuş» dedikden sonra: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru söylemiştir.» cümlesi ile sözüne nihayet vermiş; Hazret-i Kâ-b da onu dediğine gelmişdir. hadîsi Ebû Dâvûd ile Nesâî ve Tirmizî rivâyet etmişlerdir. İcabet saatinin vakti hakkında pek çok sözler söylenmişdir. Şöyle ki: Bu saat Kadir gecesi gibi gizlidir. Cuma gününün neresinde olduğu belli değildir. İbn Kudâme-nin kavli budur Mezkûr kavil Hazret-i Kâ-bü-l-Ahbâr-dan rivâyet olunur. Bu saatin gizlenmesin-deki hikmet onu bulmak maksadı ile bütün günü ibâdetle geçirtmekdir. Nitekim Teâlâ Hazretleri sulehâya hüsn-ü zann olunsun diye velî kullarının kimler olduğunu gizlemişdir. İcabet saati: Her cuma bir olmayıp yer değiştirir. İmâm Gazâlî (450-505): «Bu bâbda söylenenlerin en güzeli budur.» demiş-dir. İbn Asâkir ile diğer bir takım ulemâ kat-î olarak buna kaa-ildîrler. İcabet saati: Cuma sabahı müezzinin ezan okuduğu saatdir. Bunu İbn Ebî Şeybe söylemişdir. Tanyerinden başlıyarak güneş doğuncaya kadar devam eder. Bu kavli İbn Asâkir Mücâhid tarîki ile Hazret-i Ebû Hüreyre’den rivâyet etmişdir. Bir rivâyetde: ikindiden güneş kavuşuncaya kadardır.» ibaresini de ziyâde etmişdir. Bazıları buna İmâmın minberden inerek namaz için tekbîr alıncaya kadar.» ibâresini de ziyâde etmişlerdir. Şu hâlde icabet saati hakkında Hazret-i Ebû Hüreyre-nin üç vakit gösterdiği anlaşılıyor. Filhakika Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’ın: günündeki icabet saatini şu üç vakitde arayın!..» dediği rivâyet olunur. Yani onun kavline göre cuma günü icabet saati tanyerinden güneş doğuncaya kadar ikindiden güneş batıncaya kadar ve İmâm minberden inerek namaz için tekbîr alıncaya kadar aranacakdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Cuma
Konu: Cuma Günündeki İcabet Saati Hakkında Bir Bab