2062-)
Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Mugîra rivâyet etti. ki): Bize Humeyd b. Hilâl rivâyet etti. ki: Ebû Rifâ-a şunları söyledi: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına vardım; hutbe okuyordu: Ya Resûlallah! Yabancı dînini sormaya gelmiş; dîninin ne olduğunu bilmeyen bir adamım dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana döndü ve hutbesini bırakarak tâ yanıma kadar geldi. Kendisine bir sandalye getirdiler. Zannederim ayakları demirdendi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sandalyenin üzerine oturarak Allah-ın kendisine öğretmiş olduğu bilgilerden bana da öğretmeye başladı. Sonra tekrar hutbesine dönerek onu sonuna kadar tamamladı.» hadîsde zikri geçen «Hasibtu» fiili «Sahîh-i Müslim den başka kitaplarda «Hiltu» şeklinde rivâyet edilmişidr. Bu fiillerin ikisi de «zann ederim» manasınadır. îyâz’ın beyânına göre İbn Hazza- rivâyetinde bu fiilin yerine «Haşeb» denilmiş; İbn Kuteybe-nin kitabında ise kelime «Hulb» şeklinde zaptedümişdir. Haşeb: Odun demekdir. «Hulb» veya «Hulûb» lîf yani hurma kabuğu mânâsına gelir. Fakat Kâdi İyâz bunların hatâ olduğunu söylemiş: «Doğrusu: Zannederim mânâsına gelen (Hasibtu)-dur. Nitekim «Sahîh-i Müslim» ile diğer mûtemed kitaplarda da böyledir.» demişdir. Ebû Rifâa-nın kendisi için «Yabancı bir adam ilâh...» demesi suâl soran kimsenin nezaketli davranması ve suâlini âlim bir zâta sorması lüzumuna delildir. Bundan mâada hadis-i şerifden şu hükümler çikarılmışdır:
Kaynak: Sahîh-i Müslim Cuma
Konu: Hutbe Esnasında Birisine Bir Şey Öğretme Hadisi Bâbı