2064-)
Bize Kuteybetü-bnü Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Hatim b. İsmail rivâyet etti. H. Kuteybe rivâyet etti. ki): Bize Abdülazîz yani Derâverdî rivâyet etti. Bu râvîlerin ikisi birden Ca-f er-den o da babasından o da Ubeydullah b. Ebî Râfi-den naklen rivâyet etmişlerdir. Ubeydullah: Ebû Hüreyre-yi kendi yerine bıraktı...» diyerek yukarkî hadîsin mislini rivâyet etmişdir. Şu kadar var ki Hâtim-in rivâyetinde: rek-atda cuma süresini son rek-atda da Münâfkûn sûresini okudu...» ibaresi vardır. rivâyeti Süleyman b. Bilâl-ın hadis gibidir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in cuma namazında bu iki sûreyi okumasının hikmeti Cuma sûresinde cuma namazının farz olduğundan ve cuma namazının sair ahkâmından bahsedildiği tevekkül ve zikre teşvik buyurulduğu içindir. İkinci rek-atda Münâfıkûn sûresini okuması cum-ya gelenleri tevbîh ve kendilerini tevbeye teşvik gibi maslahatlardan dolayıdır. Çünkü bu sûrede bir çok kaaideler mevcûtdur. Ashâb-ı kirâm-ın en ziyâde toplandıkları namaz ise cuma namazı idi. Bazen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma namazının ikinci rek-atında Gâşiye sûresini okurdu. Çünkü bu sûrede pek çok va-z-ü nasîhatlar ve âhiret hayâtına âid ibret âmiz safhalar vardır şerif mezkûr sûrelerin cuma namazında tam olarak okunma-laarmın müstahab olduğuna delildir. «Bizim mezhebimiz ile diğer bir çok ulemânın mezheb-lerı budur.» diyor.