2135-)
Bana Ebü Gassân El-Mismaî ile Mühammedü-bnü-l-Müsenna rivâyet ettiler. Dediler ki; Bize Muâz yani İbn Hişâm rivâyet etti. ki): Bana babam Katâde-den o da Atâ- b. Ebî Rabâh- dan o da Ubeyd b. Umeyre-den o da Âişe-den naklen rivâyet etti ki Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Küsûf namazını) altı rükû- dört sücûd ile kılmış. hadîslerini Buhârî «Küsûf» ve «El - Amel-u Fi-s-Salât» bahislerinde; Ebû Dâvûd Tirmizî Nesâî ve İbn Mace dahi «Küsûf» bahislerinde tahric etmişlerdir. Lûgatta siyaha çalar karamsi; mânâsına gelir. Husuf: Noksanlık demekdir. Bu kelimelere başka mânâlar verenler de vardır. iki kelimenin hem güneş hem de ay tutulması hakkında kullanılıp kullanılamıyacağı ulemâ arasında ihtilaflı bir mes-eledir. ulemâya göre husuf ile küsuf ay ile güneşin bütün veya yarım tutulmasına ıtlak olunurlar. Hatim: «Güneşin bir kısmı tutulursa buna küsûf; hepsi tutulursa: Husuf derler.» demişdir. ay tutulması hakkında «Küsûf» kelimesi kullanılmışdır. Buna bakarak-bir çok ulemâ «Küsûf» kelimesini yalnız güneş tutulmasında husûf-u da ay tutulmasında kullanmışlardır. Lügat ulemâsından Sa-leb (? - 291) bunu ihtiyar etmiş; Cerîrî dahi: «Bu mânâ daha fasîhdir.» demişdir. ve kadın kulunun zinasından dolayı Allahü teâla-nın kıskançlığı kadar hiç bir kimse kıskanç olamaz.» ifâdesinden murâd: Allah-ın menettiği kadar günahları hiç bir kimse menedemez ve Allah-ın kerih gördüğü kadar onları hiç bir kimse kerih göremez de-mekdir. Yoksa Allahü teâlâ hakkında kıskançlığın hakikî mânâsını murâd etmek imkânsızdır. (sallallahü aleyhi ve sellem): «Vallahi benim bildimi siz de bilseniz pek çok ağlar ve pek az gülerdiniz.» buyurmakla: «Benim bildiğim gibi âsîlerden Allah-ın ne derece şiddetle intikam aldığını kıyâmetin ve cehennemin tüyler ürpertici korkunç hâllerini cehennemin azabını bilmiş olsanız; çok ağlar az gülerdiniz. Çünkü bildiğiniz husûsât hakkında düşünmeniz sizi ağlatır; gülmekten meneder-di.» demek istemişdir. «az gülmek» den murâd: Hiç gülmemekdir. Sâibe-nin cem-idir. Sâibe: Câhiliyet devrinde arapların putları için ayırarak yük taşımakta yahut binmekte kullanmadıkları devedir. putlar için ayırdıkları ve sütünü sağmadıkları deveye de «Bâhîra» derler. Kur-ân-ı Kerîm bunları yasak etmişdir. toplayıcı namaza!» ifâdesi şeklinde okunduğuna göredir. Bu surette ibare nahv yönünden igrâ- ve hâl-dir. Ayni cümleyi şeklinde okumak da mümkündür. Bu takdirde cümle müptedâ ile haberden müteşekkil isim cümlesi olur; mânâsı: «Namaz insanları câmi-e toplayıcıdır.» demek olur. hadisin «Kütüb-i Sitte»de bir çok muhtelif rivâyetleri vardır. Bu rivâyetlerden biri de Mugîrat-bnü Şu-be (radıyallahü anh) hadîsidir. Mezkûr rivâyette Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in oğlu İbrâhim-in vefat ettiği gün güneş tutulduğu; halkın bunu Hazret-i îbrâhîm-in vefatına hamlederek «İbrahim vefat ettiği için güneş tutuldu.» dedikleri bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Şüphesiz ki güneş ve ay Allah-ın âyetlerinden iki âyettir. Bunlar hiç bir kimsenin hayâtı veya memâtı için tutulmazlar; siz onların tutulduğunu görürseniz hemen Allah-a duâ edin ve açılıncaya kadar namaz kılın.» buyurduğu bildirilmiştir. Şu hâlde bir sebeple şeref sâdır olmuş bulunan bu hadisde ay tutulmasından kimse bahsetmediği hâlde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in onu da güneşle beraber zikretmesi ifâdeyi zenginleştirmek ve bu iki semavî cirmin bir hükümde olduğunu anlatmak içindir. Bundan sonra Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz ay ve güneş tutulduğu zaman namaz kılmağa ve duaya teşvik buyurmuştur. Küsûf namazı kitap sünnet ve icmâ-ı ümmet ile meşru olmuşdur. Kitaptan delili âyetlerimizi ancak korkutmak için göndeririz.» âyet-i kerimesidir. Küsûf da Allah-ın korkunç âyetlerinden biridir. Bu gibi korkunç şeylerle Allah-ın kullarını korkutması günahları terk etsinler de selâmetlerine sebeb olan tâat yoluna dönsünler diyedir. delili: Bâzılarını burada gördüğümüz bir çok hadislerdir. gelince: Küsûf namazının meşru olduğuna bütün ümmet ittifak etmiş bu güne kadar onu inkâr eden kimse bulunmamıştır. namazının meşrûiyyetine sebep: Güneş ve Ay-ın tutulmalarıdır. Binâenaleyh her aya ve güneş tutulmasında sebep tekerrür etmiş olacağı için müsebbeb olan küsûf namazı da meşru olur. namazın caiz olması için sair namazlardaki bütün şartlar muteberdir. olan kavle göre küsûf namazı sünnettir. Hanefiîler- den Bazıları onun vücûbuna kaail olmuşlardır. Ebû Avâne- nin kavli de budur. İmâm Mâlikîn bu namazı cum-a namazı hükmünde tuttuğu rivâyet olunur. namazı ya cum-a namazı kılman büyük câmi-lerde yahut bayram namazgahlarında kılınır.