Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Husuf Namazında Kabir Azabında Zikri Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
2137-) Bize bu hadîsi Muhammedü-bnü-l-Müsennâ da rivâyet etti ki): Bize Abdülvahhâb rivâyet etti. H. İbn Ebî Ömer de rivâyet etti. ki): Bize Süfyân rivâyet etti. Abdülvahhâb ile Süfyân hep birden Yahya b. Saîd-den bu isnâdla Süleyman b. Bilâl hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuşlardır. hadîsi Buhari ile Nesâî de «Küsûf» bahsinde tahric etmişlerdir. ki: Bir Yahûdi karısı dilenmek üzere Hazret-i Âişe-ye gelmiş; Âişe (radıyallahü anhâ) kendisini boş çevirmeyip istediği şey-i verdikten sonra Yahûdi karısı ona hayır dua etmiş duasında «Allah seni kabir azabından korusun» demiştir. Sonra Âişe (radıyallahü anha) mes-eleyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e sormuş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine «Allah-a sığındık» cevâbını vermiştir. ibaresi mastar yerini tutan sıfatlardandır. «Âizen» kelimesini naspeden âmil mahzuf «ûzû fi-lidir. Bu kelimenin hâl olması da caizdir. Bu takdirde Zülhâl mahzurdur. vak-a Serrâc’ın «Müsned» inde şöyle rivâyet olunmuştur: «Bir Yahûdi karısı Âişe-nin yanına girerek ona: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den kabir azabı hakkında bir şey işittin mi? dedi; Âişe: Hayır kabir azabı neymiş? cevabını verdi. Yahûdi karisi: Sen onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e sor dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi; Âişe de ona kabir azabını sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kabir azabı hakdır buyurdular. Âişe: Bundan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hiç bir namaz kılmadı ki o namazda kabir azabından Allah-a sığındığını işitmiş ol-mıyayım dedi.» ki: Yahûdi karısı kabir azabını biliyormuş. Onu ya «Tevrat» da görmüş yahut başka bir kitapta okumuş. Hazret-i Âişe- nin sormasından ise o âna kadar kabir azabını duymadığı anlaşılıyor. rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir merkebe binerek çıkıp gittiği kuşluk zamanında döndüğü ve zevcelerinin hücreleri arasından geçtiği sonra namaza durduğu cemâatin da ona uyduğu bildiriliyor. Tîn-e göre: Küsûf namazının evvel vakti nafile namaz caiz olduğu zamandır. Âhir vakti hakkında İmâm Mâlik «ancak baba kuşluğa kadar kılınır; zevalden sonra kılınamaz.» diyerek onu bayram namazına benzetmiştir. Bu kavil İbn Kâsım-den de rivâyet olunur. bir rivâyete göre İbn Kasım: «Küsûf namazı nafile namazın vaktinde kılınır. İsterse güneş zevali bulmuş olsun.» demiş-dir. İbn Kâsım-den bir rivâyete göre ikindiden sonra küsûf namazı kılınamaz. Ama halk yine bir araya toplanarak duâ eder; sadaka verir ve bu gibi şeylere teşvikde bulunabilirler. ulemâsına göre: Kerahet vakitlerinin hiç birinde Küsûf namazı kılınamaz. Zira bu vakitler hakkında nehiy vârid olmuştur. Başka zamanlarda kılınır. Ebi Müleyke ile Atâ-nın ve ulemâdan bir cemâatin kavilleri budur. Şafiî-ye göre Küsûf namazı her zaman kıhnabilir. Ebû Sevr ile Mâlikîlerin kavli budur. göre: Küsûf namazının müstahab vakti şâir namazlar gibidir. Mekruh vakitlerde bu namaz kılınamaz. Hasan-ı Basrî Atâ- b. Ebi Rabâh îkrime Amru-bnu Şu ayb Katâde Eyyûb İsmail b. Uleyye ve İmâm b. Hanbel bunakaaildirler. göre güneş sararmamış olmak şartı ile ikindiden ve sabah namazından sonra kıhnabilir. gurûb zamanında tutulsa bil-ittifâk Küsûf namazı kılınmaz. Tutulmuş olarak doğsa nafile kılma zemânı gelinceye kadar Küsûf namazı kılınmaz. İmâm Mâlik ile Ahmed-in ve diğer bâzı zevatın mezhepleri de budur. Münzir: «İmâm Şafiî-ye muhalif olarak ben de buna kaailim.» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Küsûf
Konu: Husuf Namazında Kabir Azabında Zikri Bâbı