2141-)
Bize Muhammedü-bnu-l - Ala El - Hemdânî rivâyet etti. ki): Bize İbn Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Hişâm Fatıme-den o da Esma-dan naklen rivâyet etti. Esma şöyle dedi; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde güneş tutuldu da Âişe’nin yanına girdim. Âişe namaz kılıyordu. (Kendisine): Bu İnsanlara ne oluyor ki namaz kılıyorlar?» dedim. Başı İle gökyüzüne işaret etti. Ben: «Bu bir âyet midir?» dedim. Âişe: diye işaret etti. (Bunun üzerine ben de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e uyarak namaza durdum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyamı pek uzattı hattâ üzerime baygınlık geldi. Bunun üzerine ya rubası ma bir tulum su alarak ondan başıma veya yüzüme serpmeye başladım. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazdan çıktık; güneş de açılmıştı. Cemaata bir hutbe okudu. (Evvelâ) Allah-a hamd-ü senada bulundu. Sonra şunları söyledi: sonra: Görmediğim bir şey kalmadı ki şu makaamımda bana gösterilmiş olmasın. Cennet ve cehennemi bile. (gördüm.) Bana muhakkak surette bildirildi ki siz kabirlerde Mesih-i deccâlın fitnesine yakın yahut onun kadar —Esmâ-nın bu iki sözden hangisini söylediğini bilmiyorum.— bir fitne göreceksiniz. Sizden birinize (kabirde) gelerek: Bu zât hakkında bilgin ne idi? diye soracaklar. Mü-min yahut mûkin —Esmâ-nın bunlardan hangisini söylediğini bilemiyorum.— o Muhammed- dir; o Allah-ın Resûlüdür. Bize Beyyinelerle hidâyet getirdi. Biz de ona icabet ve itaat ettik diyecek; bu üç def-â tekrarlanacak. Kendisine. (Sen uyu. Zâten biz senin ona muhakkak surette inandığını bilirdik. Sen rahatça uyu) diyecekler. Münafık veya şüpheciye —ki Esma bunların hangisini söylediğini bilemiyorum.— gelince: O: Ben bilmem. Âlemin bir şey söylediğini işittim; ben de söyledim cevâbını verecek.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Küsûf
Konu: Kusüf Namazında İken Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Selleme Arzolunan Cennet Ve Cehennem Halleri Bâbı