2208-)
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe İle Züheyr b. Harb ve İshâk b. İbrahim toptan Ebû Muâviye-den rivâyet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize Muhammed b. Hâzim rivâyet etti. ki): Bize Âsim Hafsa-dan o da Ümmü Atiyye-den naklen rivâyet etti. Ümmü Atiyye şöyle dedi: Şu âyet (yani) "Ey Peygamber! Sana mü-min kadınlar gelerek Allah-a şirk koşmayacaklarına... Ve sana âsî olmayacaklarına söz verirlerse onlarla bey-at akdet..." Sûre-i Müntehine âyet 12. nâzil olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in kadınlardan aldığı bey-atta niyâha da vardı. Ben: «Ya Resûlallah! Yalnız fülân oğulları ailesine yapılacak niyâha müstesna. Çünkü onlar câhiliyet devrinde benim niyâhama iştirak etmişlerdi. Binâenaleyh benim de onların niyâhasına iştirak et-mera gerekir; değil mi?» dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Peki) fülân oğullarına yapılacak niyâha müstesna olsun; buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâb-t-Tefsîr» de tahrîc etmiştir. Onun rivâyetinde Hazret-i Ümmü Atiyye kendi ismini vermeyerek: «Bunun üzerine bir kadın elini çekti ve: (fülân kadın benim niyâhama iştirak etmişti; ben de ona aynı mukaabelede bulunmak isterim) dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona bir şey söylemedi. Kadın oradan gitti ve sonra dönerek bey-at etti.» demektedir. Hazret-i Ümmü Atiyye bu sözleri ile Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)- in kendisine sükûtla izin verdiğini ve hemen oradan giderek niyâ-hasına iştirak etmek istediği kadına vaadini ifâ ettiğini anlatmak istemiştir. rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)- in Hazret-i Ümmü Atiyye-ye: git! O kadının niyâhasına iştirak et.» buyurduğu; Ümmü Atiyye-nin: «Ben de giderek kadının niyâhasına iştirak ettim. Sonra dönerek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e bey-at eyledim.» dediği tasrih edilmektedir. Nitekim Müslim-in rivâyetinde de istisna talebinde bulunan kadının Hazret-i Ümmü Atiyye olduğu bildirilmektedir. «Bu hadis niyâha için yalnız Hazret-i Ümmü Atiyye-ye ruhsat verildiğine hamledilmiştir. Sâri- Hazretleri umûm mânâsından dilediğini tahsis edebilir.» diyor. «Nevevî-nin bu sözünü itiraz götürür. Ancak Ümmü Atiyye-nin niyâhasına iştirak eden kadın Müslüman olmamışsa o başka.» demişlerdir. vechi şudur: Şer-an haram kılman hiç bir şey tahsis kabul etmez. Tirmizî-nin tahrîc ettiği Esma binti Yezid hadîsinde Hazret-i Esma şöyle demektedir: «Ben: Ya Resûlallah fülân oğullan amıcanun niyâhasında bana iştirak etmişlerdi; benim de bu hususta onlara borcumu ödemem îcâb eder; dedim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu kabul etmedi; ben kendisine tekrar tekrar müracaatta bulundum. Nihayet bana izin verdi. Ama bir daha niyâha yapmadım.» Ahmed ile Taberânî Mus-ab b. Nûh tarîki ile şu hadisi tahrîc etmişlerdir: «Mus-ab dedi ki: Akrabamızdan bir koca karıya yetiştim bu kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e bey-at eden kadınlar arasında bulunmuş; şöyle anlatırdı: (sallallahü aleyhi ve sellem) yapmayacaksınız diye bizden söz aldı. Ben dedim ki: (Yâ Nebiyyallah! Vaktiyle birtakım insanlar başımıza gelen musibetler husûsunda bizim vaveylamıza iştirak ederlerdi şimdi onların başına da musibet gelmiştir. Binâenaleyh ben de onların niyâhasına iştirak etmek isterim.) (sallallahü aleyhi ve sellem)-. Git de onlara mukaabele bilmisilde bulun; dedi. Sonra gittim niyâhalanna iştirak ettim ve gelerek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e bey-atta bulundum.» hadîslere bakarak Mâlikî-terden Bazıları niyâhanın caiz olduğuna kaail olmuş: «Haram olan niyâha câhiliyet devrindeki gibi başını saçım yolarak yapılandır.» demişlerse de doğrusu niyâha yani ölünün arkasından bağıra çağıra yas edip ağlamak mutlak surette haramdır. Ulemânın mezhebi budur. diyor ki: «Bu hususta en güzel ve en doğru cevap şudur: Niyâha hususundaki nehiy evvelâ tenzih için vârid olmuştur. Bil-â-hara kadınların Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e bey-atları tamam olunca niyâha haram kılınmıştır. Şu hâlde hadîslerde zikri geçen kadınlara verilen izin birinci hâle tesaadüf etmiş demektir. Sonra niyâha haram kılınmış ve bu husûsda bir çok hadîslerde şiddetli tehditler vârid olmuştur.» hadîsinde: «Bir kadın elini çekti...» deniliyorsa da bundan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınlarla musâfa-ha ettiği mânâsı çıkarılmamalıdır. Zîra Hazret-i Âişe-den rivâyet olunan bir hadîsde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınlarla asla musâfaha etmediği bildirilmiştir. Binâenaleyh buradaki «el çekme» den murâd: Bey-attan çekinmektir. İki hadisin arası bu suretle cem olunur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Ebvâbu Salâti-l-havf
Konu: Mersiye Ağıt Okuma Hususunda Gösterilen Şiddet Bâbı