Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Cenaze Namazı Kılmanın Ve Cenaze Arkasından Yürümenin Fazileti Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
2240-) Bana İbn Beşşâr rivâyet etti. ki): Bize Muâzü-bnü Hişâm rivâyet etti. ki): Bana babam rivâyet etti. ki): Bize İbn-l - Müsenna rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Adiyy Saîd-den naklen rivâyet etti. H. Züheyrü-bnü Harb da rivâyet etti. ki): Bize Affân rivâyet etti. ki): Bize Ebân rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi bu is-nâdla bu hadîsin mislini Katâde-den rivâyet etmişlerdir. Said ile Hişâm-ın hadislerinde: (sallallahü aleyhi ve sellem)-e kîrât soruldu da; — Uhut Dağı gibidir; buyurdular.» ibaresi vardır. Âişe hadîslerini Buhârî Nesâî ve İbn Mâce; Ebû Hüreyre hadîsini dahi Ebû Dâvûd Tirmizî ve keza Nesâî ile İbn Mâce muhtelif râvîler-den tahrîc etmişlerdir. bâbda Hazret-i Sevbân hadisinden maada Berâ’ (radıyallahü anh) ile Abdullah b. Mugaffel ve Ebû Saîd-i Hudrî Übeyy b. Kâ-b ve İbn Ömer (radıyallahü anhüma) hazerâtından da rivâyetler vardır. ile Abdullah b. Mugaffel hadislerini Nesâî: Saîd-i Hudrî hadîsini İbn Ebû Şeybe; b. Kâ-b (radıyallahü anh) hadîsini İbn Mâce tahrîc etmişlerdir. Rivâyetlerin hepsi hemen hemen ayni hükmü ifâde etmektedirler. beyânına göre kîrâd: Yarım dânık demektir. Dânık: Dirhemin altında biridir. Fakat burada ondan mûrâd: Nasipdir. «Kirât dinâr-ın cüzlerinden bir cüz olup ekseri memleketlerde dinâr-ın onda birinin yansıdır.» derler. lılara göre kîrât: Dirhemin yirmidört cüz-ünün biridir. Bazıları: «Kîrât dirhem-in altıda birinin yarısıdır.» demiş; bir takımları burada ondan bu gibi mikdârlar kastedilmeyip Allah ındinde malûm olan cüzlerden bir cüz murâd edildiğini: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in onu Uhut Dağı ile temsil ederek anlatmağa çalıştığını söylemişlerdir. göre «Uhut Dağı gibi» tâbiri kîrât-in tefsiri değil; maksadın izahıdır. Bu hadîsden murâd: Cenazeye iştirak eden kimse sâde namaz kılmakla iktifa ederse bir defnine de iştirak ederse iki ecir nasiple döneceğini anlatmaktır. rivâyetlerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in sevap miktarını kıratla ifâde etmesi o zamanlar ekseriyetle muamelat ki-râtla yapıldığı içindir. Bu sebeple kîrât lâfzı bir çok hadislerde vârid olmuştur. Bunların bazıları mâruf olan kirât mânâsına alınmış bir takımları da cüz mânâsına hamledilmiştir. kirâtın iki büyük dağ gibi olmakla temsil buyurulması istiare tariki iledir. Maamâfih hakikat murâd edilmiş olması da mümkündür. Bu takdirde Teâlâ Hazretleri kıyâmet gününde bu gibi zevatın amellerini mücessem bir şekilde halk edecek ve her kirâtın büyüklüğü Uhut dağı kadar olacak demektir. Uhut dağı ile temsil dahi muhatapların ekserisi onu gerektirdiği gibi bildiklerindendir. «Uhut dağı ile temsil Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi seven bir dağdır; biz de onu severiz; buyurduğu içindir.» demişlerdir. Büyüklüğünden dolayı onunla temsil yapıldığını söyleyenler de vardır. İbn Ömer-in Ebû Hüreyre çok oluyor...» sözünden muradı: Kirmânî-ye göre: Ya ecri söylemekte yahut hadîs rivâyeti husûsundadır. Çok hadîs rivâyet ettiği için bu bâbta rivâyeti karıştırmış olacağından korkmuştur. Yoksa «Ebû Hüreyre işitemediği bir şeyi rivâyet etmiştir.» demek istememiştir. Zira her ikisinin de pek yüksek mertebelerde bulunmaları onlar hakkında böyle Şeyle düşünmeye manîdir. Rivâyete göre Ebû Hüreyre mes-eleyi duyunca İbn Ömer-e gelmiş; birlikte Hazret-i Âişe-nin huzuruna giderek tahkîkaatta bulunmuşlar; Âişe (radıyallahü anha) bu hadîsi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den işittiğini onlara da söylemiş. Bunun üzerine Ebû Hüreyre İbn Ömer-e dönerek »Beni Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ne kırda ağaç dikmek ne de çarşıda alışveriş yapmak meşgul etmiştir. Bütün işim gücüm onun verdiği lokmayı yemek ve öğrettiğini bellemektir.» demiştir. Tin diyor ki: «İbn Ömer bundan gussa etmiş değil; Ebû Hüreyre- nin yanıldığından korkmuştur. Yahut kendisine Ebû Hüreyre- nin bu hadîsi merıû olarak rivâyet ettiği nakledilmemiş de onu kendinden söylüyor sanmış ve reddetmiştir.» Ömer- in: «Vallahi biz bir çok kirâtlarda kusur ettik.» demesi: Bir çok cenazelerin defninde bulunmadığına işarettir. iki kîrât sevap mücerred cenazeyi kabre indirmeyle hâsıl olur mu yoksa defn işi bitip de sıra kabrin üzerine toprak atmaya geldikte mi yahut kabristanda yapiacak işler tamâmiyle bittikten sonra mı verilecektir? Bâbımız rivâyetleri hatıra gelen bu husûsâtın her birini mevzubahis etmişlerdir. Rivâyetlerin bâzılarında iki kîrâtın neden ibaret olduğunu kimin sorduğu beyân edilmemişse de. Ebû Avâne-nin rivâyetinde soranın bizzât Ebû Hüreyre. cevap verenin de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) olduğu beyân edilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Ebvâbu Salâti-l-havf
Konu: Cenaze Namazı Kılmanın Ve Cenaze Arkasından Yürümenin Fazileti Bâbı