Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kabristana Giderken Okunacak Şeyler Ve Orada Yatanlara Dua Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
2301-) Bana Haccâc-ı A-ver-den dinleyen biri rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Haccâcu-bnü Muhammed rivâyet etti. ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. ki): Bana Abdullah (Kureys-den bir zât) Muhammed b. Kays b. Mahreme b. Muttalip-den naklen haber verdi ki bir gün şunları söylemiş: Size kendimden ve annem-den bir şeyler anlatayım mı? Biz kendisini doğuran annesini murâd ediyor sandık. Sözüne devamla ki): Âişe şunları söyledi: «Size kendimden ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ den bir şeyler anlatayım mı?» Biz: «Hay hay..!» dedik. «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımda bulunduğu nevbetim gecesi gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) değişti. Cübbesini yere koydu ayakkaplarını çıkarıp; ayaklarının yanına koydu. Kaftanının bir tarafını döşeğinin üzerine yayarak uzandı. Çok geçmeden benim uyuduğumu zannederek yavaşça cübbesini aldı; yavaşça ayakkaplarını giydi ve kapıyı açarak çıktı. Sonra yavaşça kapıyı kapadı. Ben hemen entarimi başıma geçirdim baş bezimi sarındım çarşafıma burundum. Sonra onun peşinden yola düştüm. Bakî-a varınca durdu hem de epeyi durdu. üç def-â ellerini kaldırdı sonra geri döndü. Ben de döndüm. O sür-atle yürüdü ben de sür-atle yürüdüm; o eşkin gitti ben de eşkin gittim; o koştu ben de koştum. Neticede onu geçerek eve girdim. Ben yatar yatmaz o da girdi ve: Sana ne oluyor yâ Âişe? Heyecanlanmışsın... buyurdu. Ben: Bir şey yok; dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-- Ya söylersin yahut latif u Habîr olan Allah bana mutlaka haber verir; dedi. Ben: Ya Resûlallah! Annem babam sana feda olsun dedim ve macerayı kendisine haber verdim. Ya önümde gördüğüm karaltı sen miydin? dedi; Evet! cevâbını verdim. Bunun üzerine beni göğüsümden öyle bir itti ki canımı yaktı. Sonra şunları söyledi: (Allah ve Resûlü sana zülüm mü edecekler sandın?) İnsanlar neyi gizlerse gizlesin Allah onu bilir. Evet Resûlüllah (sözüne devamla): Senin gördüğün zaman bana Cibrîl geldi de nida etti. Ama nidasını senden gizledi. Ben kendisine cevap verdim fakat ben de cevâbınıı senden gizledim. Sen soyunmuş bir vaziyette iken yanına girecek değildi ya. Ben senin uyuduğunu zannettim de uyandırmak istemedim. Korkacağından da şüphe ettim. Cibrîl şunları söyledi: Bakî-de yatanların yanına giderek onlar için istiğfarda bulunmanı sana emrediyor.) Ben: Onlara ne diyeyim ya Resûlallah? dedim; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)- Selâm mü-min ve Müslümanlardan bu diyarda yatanlara!... Allah bizim geçmişlerimize de geleceklerimize de rahmet eylesin. Bizler de in-şaallah sizlere katılacağız; de buyurdular.» cümlesinde «Dara» kelimesi münâdâ olmak üzere mansûp okunur. Cümlede muzâf hafzedilmiş muzâfun ileyh onun yerine geçirilmiştir. Terkîb: «Yâ ehle dârin» takdirindedir. Bazıları bu kelimenin ihtisas üzere mansûp olduğunu söylemişlerdir. zamirinden bedel olmak üzere mecrûr okunmasını caiz görenler de olmuştur. diyor ki: «Hadis-i şerif kabristana (Dâr) denilebileceğini gösteriyor ki doğrudur. Zira lûgatta meskûn olan yere de harâbezâra da (Dâr) denilir.» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kabristanda yatanlara selâm verdikten sonra «inşallah» tâbirini kullanarak: «Biz de size katılacağız.» demesi teberrük ve emr-i ilâhiyye imtisal içindir. Çünkü Kerim-de: (inşaallah-ı söylemek sizin bir şey için (Ben bunu yârın yaparım.) deme...) buyurularak her yapacağı iş için (inşaallah) tâbirini kullanması kendisine emrolunmuştur. Bazıları buradaki «inşaallah» ile aynen o kabristan kastedildiğini söylemişlerdir. Medîne-i Münevvere- nin meşhur kabristanıdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in ona «Bakî--i Garkad» namını vermesi: Vaktiyle içinde büyük bir diken ağacı bulunduğundandır. ikinci rivâyeti hakkında Ebû Alî El-Gassânî şunları söylemiştir: «Bu hadîs «Sahîh-i Müslim»-deki maktu- hadislerden biridir. Ayni zamanda râvîleri hakkında vehmolunmuştur. Zira ayni hadîsi Abdurrazzâk «Mûsannaf»-ında İbn Cüreyc-den tahric etmiştir. İbn Cüreyc: «Bana Muhammed b. Kays b. Mahreme haber verdi ki. Âişe-yi şöyle derken işitmiş; demiştir...» îyâz hadisin maktu olduğunu kabul etmemiş: «Bü-akis hadîs müsneddir. Yalnız râvilerinin ismi verilmemişti. Bu ise munkatı- değil meçhul bâbındandır. Çünkü munkatı-; Tabiî-nden önce senedinden bir râvisi düşen hadistir. Bu hadîsin senedinde bir işkâl daha vardır ki şudur: Müslim (Bana Haccâc-ı Â-ver-i dinleyen biri rivâyet etti. Lâfız onundur; dedi ki: Bize Haccâcü-bnü Muhammed rivâyet etti.) demiştir. Bu söz Haccâc-ı Â-ver’in bu hadîsini Haccâcü-bnü Muhammed ismini taşıyan başka bir râviden naklettiği zannını veriyor. Hâlbuki hakikat öyle değildir. Haccâcü-bnü Muhammed hiç şüphesiz Haccac-ü A’ver- kendisidir. Müslim-in sözü şöyle takdir edilir: Bana Haccâc-ı A-ver-den dinleyen biri rivâyet etti. Bu zât dedi ki: Bana Haccâcü-bnü Muhammed rivâyet etti. Yani Müslim muhaddisin sözünü hikâye etmiş demektir.» demiştir. Nevevl Kâdı- nın sözüne de İtiraz etmiş İmâm Müslim-in senedinde meçhul bir kimse bulunan bu hadisi buraya dercetmesinin mutemet bir rivâyet olmak üzere değil mütâbaat tarîki ile olduğunu binâenaleyh asıl itimât edilecek rivâyeti sahih isnâdla bundan önce zikrettiği için ikinci rivâyetin zikri hadîse zarar vermiyeceğini söylemiştir. Âişe! » sözü: Murahham bir münâdâdır. Böyle yerlerde iki vecih caiz olduğu için ayni kelimeyi «Yâ Âişu» okumak da caizdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Ebvâbu Salâti-l-havf
Konu: Kabristana Giderken Okunacak Şeyler Ve Orada Yatanlara Dua Bâbı