2354-)
Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Ebü-l-Eşheb rivâyet etti. ki): Bize Hûleyd-i Aşari Ahnef b. Kays- dan naklen rivâyet etti. Ahnef Şöyle dedi: bir cemâat içinde bulunuyordum. Derken oradan Ebû Zerr geçti; şunları söylüyordu: biriktirenlere sırtlarının dağlanmasını müjdeliyorum! Bu dağlama (nın eseri) yanlarından çıkacak. Bir de kafaları tarafından dağlanacaklarını müjdeliyorum. Bu (nun eseri) de yüzlerinden çıkacak.» Ebü Zerr bir kenara çekilip oturdu. Ben (yanındakilere) «Bu zât kim? diye sordum. -Ben onlara ancak Peygamberleri (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğim bir şeyi! söyledim.» dedi. Ben: «Ebû Zerr-dir.» dediler. Hemen kalkarak kanına gittim ve; «Az evvel söylediğini işittiğim şey nedir?» dedim. Ebû Zem «Şu İhsan mes-elesi hakkında ne dersin?» diye sordum; «Sen onu al. Çünkü bu gün onda bir nafaka var. (Yapılan) ihsan dînin karşılığında verilirse onu bırak.» dedi. hadîsi Buhârî «Zekât» bahsinde tahrîc etmiştir. rivâyetlerde burada olduğu gibi gelen zât hakkında «haşin» tâbiri kullanılmış ve «elbisesi son derece haşin vücûdu son derece haşîn yüzü son derece haşin.» denilmişse de Kaabisi-nin rivâyetinde «Haşîn- yerine «Hasen» tâbiri kullanılarak: «Saçı güzel elbisesi güzel kılık kıyafeti güzel.» denilmiştir. birinci rivâyeti daha doğru bulmakta ve: «Çünkü Ebû Zerr-in kıyafetine ve tutumuna lâyık olan budur.» demektedir. ikinci rivâyetinden anlaşılıyor ki: Birinci rivâyette «Haşîn kılıklı» diye tavsif olunan zât Hazret-i Ebû Zerr-i Gıfârî (radıyallahü anh) imiş. Zerr (radıyallahü anh)’ın asabı müjde ile ifâde etmesi tehekküm kabilindendir. Nitekim Teâlâ Hazretlerinin azâbla müjdele» âyet-i kerîmes ide böyledir. diyor ki: «Zahirine bakılırsa Hazret-i Ebû Zerr kendi mezhebine ihticâcda bulunmak istemiştir. Onun mezhebine göre: İnsanın ihtiyâcından fazla her şey-i «kenz»-dir. Ebû Zerr’ in mâruf olan mezhebi budur. Ama ondan başka kavil de rivâyet olunmuştur. Sahih olan cumhûr kavline göre ise «Kenz»: Zekâtı verilmeyen mal-dır. Zekâtı verilen mal az olsun çok olsun kenz değildir.» İyâz: «Sahih olan şudur ki: Hazret-i Ebü Zerr-in inkârı Beytü’l-MâT den kendileri için mal alıp da onu yerli yerince infâk etmeyen sultanlar hakkındadır.» demiş fakat Nevevî buna İtirazla: « Iyaz-in bu söyledikleri bâtıldır. Çünkü Ebû Zerr zamanında Sultanlar bu sıfatta değildiler. Onlar Beytü-l-Mâl-e hiyânet etmemişlerdir. Onun zamanındaki sultanlar Ebû Bekir Ömer ve Osman (radıyallahü anh) idi. Kendisi Hazret-i . Osman zamanında 32 târihinde vefat etti.» mütâlâasında bulunmuştur. Meme ucu demektir. göre: «meme» kelimesi hem erkek hem kadın hakkında kullanılır. (283 - 370) ise fasih lûgatta «meme» kelimesinin erkek hakkında kullanılamıyacağını erkek memesine tendüve kullanıldığını söylemiştir. bu hadîsin Ebû Zerr-e mevkuf olduğunu iddia etmişlerse de Ebû Zerr (radıyallahü anh)-m: «Ben onlara ancak Peygamberleri (sallallahü aleyhi ve sellem)-den işittiğim bir şey-i söyledim.» demesi bu kavli reddeder. Hazret-i Ebû Zerr müphem bıraktığı: «Onların hiç bir şey-e aklı ermiyor.» cümlelerini rivâyetin sonunda: «Onlar ancak dünyâyı topluyorlar.» diyerek tefsir etmiştir. Zira dünyâ malını toplamakla meşgul olanlar kendilerini mal yığmaktan meneden kimsenin sözünü anlamazlar. Hazret-i Ebû Zerr Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) için «Dostum» tâbirini kullanmaktadır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in-. «Yalnız üç dînâr müstesna...» diyerek infâkına razı olduğu üç dînâr Kurtubî-nin beyânına göre biri ailesi diğeri köle azadı üçüncüsü de borç içindir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Zekât
Konu: Mal Biriktirenlerle Onlar Hakkında Gösterilecek Şiddet Hususunda Bir Bab