2383-)
Bize Kâsım b. Zekeriyyâ rivâyet etti. ki): Bize Halid b. Mahled rivâyet etti. ki): Bana Süleyman yani İbn Bilâl rivâyet etti. ki): Bana Muâviyetü-bnü Ebî Müzerrid Said b. Yesâr-dan o da Ebû Hüreyre-den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabahladığı hiç bir gün yoktur ki iki melek inerek birisi: Allah-ın Malını intak edene halef ver; diğeri de: Allah-ım! Malını vermeyene telef ver demesinler.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Zekât» bahsinde; Nesâî «Işratü-n-Nisâ»-da tahric etmişlerdir. bâbda İmâm Ahmed b. Hanbel Hazret-i Ebû-d Derdâ-dan şu hadisi tahrîc etmiştir: güneş doğan hiç bir gün yoktur ki o günün iki tarafında iki melek bulunmasın. Bu melekler: Ey insanlar! Rabbinize yönelin. Şüphesiz ki az olup kâfi gelen rızık çok olup azdıran rızıkdan daha hayırlıdır. Bunu ins-le cinden başka Allah-ın bütün mahlûkaatı işitir. Ve yine içinde güneş batan hiç bir gün yoktur ki iki tarafında iki melek bulunmasın. Bunlar da İnsanlarla cinler müstesna bütün yeryüzünde yaşıyanlara işittirerek: Allah-ım İnfâk edene halef ver etmeyene de telef ver! diye nida ederler.» Bedel demektir. Yani melekler malından sadaka veren kimseye verdiğine bedel mal vermesi için Cenâb-ı Hakk-a niyaz ederler. Meleklerin sadaka vermeyen zengine telef istemeleri müşâkele tarikiyledir. Çünkü telef rızık gibi verilen bir şey değildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Zekât
Konu: Malını Înfak Edenle Etmiyen Hakkında Bir Bab