2387-)
Bize Ebû-t Tahir rivâyet etti. ki): Bize İbnü Vehb Amr b. Hâris-den o da Ebû Yûnus-dan o da Ebû Hüreyre-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den naklen rivâyet etti şöyle buyurmuşlar: aranızda mal çoğalmadıkça kıyâmet kopmıyacaktır. Mal kapıdan taşacak; o derece ki: Mal sahibi acep bunu benden sadaka olarak kim kabul edecek? diye endîşeye düşecek bir kimse sadaka almak İçin çağırılacak da; Benim ona İhtiyâcım yok! diyecektir.» hadîsi Buhârî «Zekât» bahsinde tahrîc etmiştir. diyarının çayır ve çimenliklere dönmesinden murâd: Son derese ziraata elverişli olması fakat yine de metruk ve mühmel bırakılmasıdır. Bunun sebebi harp ve fitnelerin çoğalmasından erkeklerin azalması kıyâmet yaklaştığı için mala tama- kalmaması; bağa bahçeye ehemmiyet veren bulunmamasıdır. hadisdeki — kelimesi iki vecihle zaptedilmiştir. Meşhur olan veçhe göre— şeklinde okunur. Bu takdirde cümlenin mânâsı: kapıdan taşacak hattâ mal sahibi: Acep bunu benden sadaka olarak kim kabul edecek? diye endişeye düşecektir.» demektedir. Bu takdirde «Rabbü-l- Mâl» terkibi mefûl olur. veçhe göre kelime «......» şeklinde okunur. Buna göre cümle: sahibi malını sadaka olarak kabul edecek kimse arar.» mânâsına gelir. Ve «Rabbü-l - Mâl» terkibi fail olmak üzere merfû okunur. birinci vechin daha güzel ve meşhur olduğunu söylemiştir. Hacet demektir. (? - 786) hadîs-i şerif de bahsedilen hâlin ashâb-ı kirâm zamanında vukûbulduğunu ileri sürerek: «Onlara sadaka verilir faka tkabûl etmezlerdi.» demişse de Aynî onun sözünü: «Bu onların zühd-ü takvasından ve dünyâya tama- etmemelerinden ileri geliyordu. Mal kapıdan taştığı için değildi. Mal pek az ihtiyâç çok olmasına rağmen onlar sadaka kabul etmiyorlardı.» şeklinde tashih etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Zekât
Konu: Sadakayı Kabul Eden Kimse Bulunmaz Olan Zaman Gelmezden Önce Sadaka Vermeye Teşvik Bâbı